Şahin Öner Davası

10 Şubat 2013 tarihinde Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Şehitlik Mahallesi’nde 25-30 kişilik bir grubun yolu trafiğe kapadığı, yasa dışı eylem yaptıkları iddiasının bildirilmesi üzerine olay yerine ulaşan güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında, Şahin Öner 75 kod numaralı Shortland marka zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi.

İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun ölüm sebebine ilişkin yapılan inceleme sonucu düzenlenen 12 Haziran 2013 tarihli raporunda, Şahin Öner’in ölümünün “patlamayla mümkün genel beden travmasına bağlı çok sayıda kot kırığı ve yaygın akciğer hasarına bağlı iç kanama sonucu meydana geldiği” belirtildi. Ancak görgü tanıklarının güvenlik güçlerine ait zırhlı aracın Öner’e çarptığı ve sürüklediği yönündeki beyanları üzerine, “olayın oluşuna uygun olduğu yönünde tereddütler oluşması nedeniyle” Adli Tıp Kurumu dosyayı yeniden tetkik etti. 15 Ocak 2014 tarihinde düzenlenen yeni raporda, “kişinin ölümüne neden olan travmatik değişimlerin bomba patlamasının basınç etkisine bağlı meydana gelebileceği, ancak adli dosya kapsamında olay yerinde bu tür bombaların kullanıldığına dair herhangi bir bulgu tanımlanmadığı ve olay yeri inceleme raporunda da tespit edilemediğinden, kişinin ölümünün görgü tanıklarının ifadelerinde belirtildiği şekilde, zırhlı polis aracının çarpması sonucu ve sürüklenmesi ile meydana gelmiş olduğu” kabul edildi.

25 Haziran 2015 tarihli bilirkişi raporunda 75 kod numaralı zırhlı aracın sürücüsünün “dar bir sokağa girerken yaya ve diğer taşıtları dikkatle gözetleyerek hızını ve konumunu ayarlaması ve her an etkin tedbir alacak şekilde aracını sevk ve idare etmesi gerektiği, aydınlatmanın bulunmadığı dar bir sokakta gece vakti sis ve dumanın olduğu bir ortamda ilerlerken önünde koşarak kaçmakta olan insanlara zarar vermemek amacıyla gerekli ve yeterli önlemleri almaması sebebiyle olayın meydana geldiği” gerekçesiyle şüphelinin kusurlu olduğu belirlendi.

17 Mart 2016 tarihinde Yenişehir Kaymakamlığı’nın verdiği soruşturma izni doğrultusunda hazırlanan 15 Şubat 2017 tarihli iddianamede, şüpheli polis memuru Selahattin Korkmaz’ın taksirle ölüme sebebiyet vermekten yargılanması istendi. Görgü tanıklarının ifadelerinde olaydan hemen sonra sokağa giren ve Şahin Öner’i yaralı halde karakola götürdüğü tespit edilen 45 kod numaralı ikinci zırhlı aracın sürücüsü Recep Üzer hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

İddianamenin kabulüyle Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davanın 29 Haziran 2017 tarihli duruşmasında görgü tanıkları dinlendi. Katılan avukatları Adli Tıp Raporu ile tanık ifadelerinin birbirini doğrular nitelikte olduğuna dikkat çekerek iddianamenin “kasten adam öldürme” yönünden düzenlenmesi gerektiğini savundu. Bu yüzden yargılamanın ağır ceza mahkemesinde yapılması gerektiğini belirterek mahkemenin görevsizlik kararı vermesi talep edildi. Katılan ve tanık beyanları ile Adli Tıp Kurumu raporunu birlikte değerlendirerek görevsizlik talebini inceleyen Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın eyleminin TCK 81 ile düzenlenen kasten öldürme suçunu oluşturabileceği kanaatiyle, yargılamanın ağır ceza mahkemesinde yapılması yönünde karar vererek dosyayı Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 30 Kasım 2017 tarihli ilk duruşmada sanığın savunmasının alınması için duruşmada hazır edilmesine ve olay sırasında 75 kodlu araçta bulunan polis memurlarının tanık olarak hazır edilmesine ilişkin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne yazılmasına karar verildi.

29 Mayıs 2018 tarihli duruşmada sanık Selahattin Korkmaz ifade verdi. Görgü tanıkları Yılmaz Dağ ve Levent Çartay ‘ın ifadeleriyle devam eden duruşma sonucu sanığın tutuklanması talebi mevcut delil itibariyle yine reddedildi. Sanık avukatının keşif talebinin de reddedildiği duruşma sonucunda tutanak tanığı olan ve aynı zamanda olay günü zırhlı aracın içinde olan İsmail Göz’ün ifadesinin beklenmesine karar verildi.

18 Eylül 2018 tarihli duruşmada mütalaasını sunan duruşma savcısı, sanık Selahattin Korkmaz’ın aracını göstericilerin üzerine sürerek maktule çarptığını, olay sonrasında hastaneye sevkinin yapılmayarak karakola teslim edildiğini, olayın ‘patlayıcı madde sonucu meydana gelen ölüm’ olduğu iddia edilerek hukuki gerçeğin gizlendiğini belirterek sanık polis hakkında “olası kasıtla öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası isteminde bulundu. Sanığın bir sonraki duruşmada hazır edilmesi için Beykoz Asliye Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, müşteki avukatlarına davanın esasına ilişkin savunma yapmaları için süre verilmesine, soruşturmanın derinleştirilmesi ve sanığın tutuklanması yönündeki taleplerinin ise reddine karar verdi.

29 Kasım 2018 tarihli duruşmada polisin Öner’e zırhlı araçla çarptığı yerde uzman bilirkişi eşliğinde, sanığın da katılımıyla keşif yapılmasına karar verildi. Ancak 14 Mart 2019 tarihli duruşmada bu keşfin güvenlik gerekçesiyle yapılamadığı belirtildi. 14 Mayıs 2019 tarihli duruşmada 01/08/2019 günü saat 22.00’da olay yerinde keşif yapılmasına karar verildi.

10 Ekim 2019 tarihli  duruşmada, adliye binasında duruşmanın ne zaman başlayacağına dair bilgi bekleyen katılan avukatı ve aileye haber verilmeden duruşma gerçekleştirildi. Yaklaşık bir yıl önce yapılması kararlaştırılan olay yerinde keşif, keşif esnasında dinlenmesi gereken tanık polis memurlarının Eskişehir, Ankara ve Malatya’da bulunmalarından ve keşif günü Diyarbakır’da olamayacaklarını bildirmelerinden dolayı bir kez daha ileri bir tarihe atıldı. Keşfin 27 Aralık 2019 tarihinde yapılmasına karar verildi.

4 Şubat 2020 tarihli son duruşmada, olay yerinde keşif, dinlenilmesi gereken tanık polislerin kararlaştırılan keşif gününde Diyarbakır’da olamayacaklarını bildirmeleri üzerine bir kez daha ertelendi. Keşfin 17 Şubat 2020’de yapılmasına karar verildi. Katılan vekili Av. Zeytun, mahkemenin vareste tutulma kararı olmaksızın sanığın davanın başından beri duruşmalara katılmadığına dikkat çekerek, sanığa soru sorma hakları olduğunu belirtti. Suçun olası kastla işlenmesi nedeniyle sanığın tutuklanması yönündeki talebini ise mahkeme heyeti reddetti.

23 Haziran 2020 tarihli duruşmada, olaydan 7 yıl, mahkeme kararı üzerinden 2 yıl sonra yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu okunarak dava dosyasına konuldu. Katılan avukatı Av. Abdullah Zeytun, gelen keşif raporu ve yazılara ve bilirkişi raporuna beyanda bulunmak üzere süre talep etti. Bilirkişi raporunda zırhlı araç görüntülerinin mahkeme tarafından istenilmesi halinde gönderilebileceği hususuna dikkat çeken Av. Zeytun ayrıca, zırhlı aracın kendi kamarasındaki görüntülerin istenilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, olaydan 7 yıl sonra Şahin Öner’i ezen zırhlı aracın kamera görüntülerinin istenmesine karar verdi.

8 Ekim 2020 tarihli duruşmada, sanık polis memuru Selahattin Korkmaz duruşmada hazır bulunmazken avukatı da mahkemeye mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Bir önceki duruşmanın ara kararında Öner’in ölümüne neden olan zırhlı aracın kamera kayıtları  Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’nden talep edilmişti. Emniyet olaya dair herhangi bir görüntü kaydının bulunmadığına dair yazıyı mahkemeye gönderdi. Katılan vekili Av. Ercan Yılmaz ise emniyetten gelen cevabi yazıya göre kamera kaydının bulunmadığının belirtilmesine rağmen olay yerinde yapılan keşif ardından hazırlanan bilirkişi raporunun kamera kayıtlarından şifahen alınan bilgilerden yararlanarak hazırlandığına dikkat çekti. Sanık polis hakkında tutuklama talebinde bulunan katılan avukatı Av. Gurbet Yavuz, dava dosyasındaki raporların yeterli olduğunu, dosyanın tekrardan rapor için bilirkişiye gönderilmesinin davaya yenilik katmayacağını ifade etti. Mahkeme heyeti, İTÜ trafik kürsüsünden bilirkişi raporu aldırılmak üzere talimat yazılmasına karar verirken katılan vekillerinin bilirkişi raporundaki bilirkişilerin duruşmada dinlenilmesi yönündeki talebini davaya bir yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetti.

2 Şubat 2021 tarihinde görülen duruşmada Şahin Öner’e yönelik öldürme eyleminin taksirle öldürme suçunu oluşturup oluşturmadığı konusunda rapor aldırılması için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Trafik Kürsüsüne müzekkere yazılması ara kararının, mahkeme kalemi personeli tarafından yerine getirilmediği öğrenildi. Bu konuda mahkeme kaleminin uyarılmasıyla, İTÜ Trafik Kürsüsünden bilirkişi raporu alınması konusunda işlemlerin yapılmasına karar verildi.

27 Mayıs 2021 günü gerçekleşen duruşmada, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Trafik Kürsüsü’nün hazırladığı bilirkişi raporunun duruşmadan bir gün önce geldiği öğrenildi ve taraflar rapora dair beyanda bulunmak için süre istediler.

24 Haziran 2021 günü görülen son duruşmada, katılan avukatları İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)  bilirkişi Heyetinin hazırladığı son rapora karşı itirazlarını sundu ve yeni bir bilirkişi raporu aldırılması için talepte bulundu. Savcı ise esas hakkında mütalaasını okudu ve sanık polisin “kasten öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırılması yönünde 2018 yılında verilen mütalaanın aksine, yeni mütalaasında sanık polisin “taksirle ölüme neden olma” suçundan cezalandırılmasını istedi.

9 Kasım 2021 günlü son duruşmada karar verilmesi beklenirken katılan vekillerinin mazeret bildirmesi nedeniyle duruşma ertelendi.

23 Kasım 2021 günü görülen duruşmada karar okundu. Sanık polis memuru oy çokluğu ile “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı ve sanığın tutuklanması yönündeki talebin reddine karar verildi. Üyelerden biri olası kast ile öldürme suçundan ceza verilmesi gerektiği düşüncesiyle karara muhalefet etti. Katılan avukatları ve savcı süre tutum dilekçesi vererek karara itiraz edeceklerini beyan ettiler.

22 Aralık 2023 tarihinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, bilirkişi raporunun kusur değerlendirmesi içermemesi, bilirkişi raporları arasında açık çelişkiler bulunduğu, çelişkilerin giderilmediği gibi gerekçede hangi rapora üstünlük tanındığına dair nedene yer verilmediği, trafik kürsüsü bulunan üniversitelerin öğretim görevlilerinden kurulacak bir heyetin bilirkişi olarak tayin edilerek bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, sanık ile Şahin Öner’in kusur durumlarını ortaya koyacak yeni bir rapor aldırılması gerektiği nedeniyle bozma kararı verildi.

Bozma sonrasında 30 Nisan 2024 günü Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada sanığın tutuklanması talepleri reddedildi. Bir sonraki duruşma 9 Ekim 2024 günü görülecek.

Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz davanın seyrini anlatan zaman çizelgesine, takip ettiğimiz duruşmaların izleme raporlarına ve basında çıkan ilgili haberlere de göz atabilirsiniz.

 

İlk Duruşma Tarihi

29.06.2017

Dava Mahkemesi

Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Dava İddianamesi

Dosyayı indirin

Sanıklar

Polis memuru Selahattin Korkmaz

Maktuller

Şahin Öner

Dava Dokümanları

Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi Görevsizlik Kararı