Efe Tektekin Davası İzleme Raporu –  (Karar Duruşması) 29 Mart 2022

Deniz Tekin – 29 Mart 2022

Mahkeme: Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesi

Esas No: 2019/1327

Diyarbakır Merkez Bağlar İlçesindeki Emek Caddesinde 11 Eylül 2019 günü karşıdan karşıya geçmeye çalışan 5 yaşındaki Efe Tektekin, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne ait zırhlı aracın çarpması sonucunda ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Efe Tektekin’in dedesi Mehmet Tektekin de 6 Haziran 2018 tarihinde aynı bölgede zırhlı TOMA aracının çarpması sonucu hayatını kaybetmişti. Efe Tektekin’e çarparak ölümüne sebep olan zırhlı araç sürücüsü sanık polis memuru İdris Aksoy hakkında “taksirle ölüme neden olmak” suçlamasıyla açılan davanın karar duruşması (dokuzuncu) 24 Mart 2022 günü Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşma Öncesi

Davanın görüldüğü Diyarbakır Adliyesi önünde bugün görülen Efe Tektekin duruşması için adliyede “güvenlik” önlemi almak için gelen çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polis ile zırhlı araçlar bulunuyordu. Adliye binası girişinde iki ayrı arama noktası olması ve GBT kontrolü yapılması nedeniyle uzun insan kuyrukları bulunuyordu. Arama ve GBT kuyruklarında yarım saat bekledikten sonra anca adliye binasına girebildim. Adliyedeki ek hizmet binasının zemin katındaki Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunun önüne geldiğimde duruşma için geldiğini düşündüğüm 5 çevik kuvvet polisi bulunuyordu.  Zemin katın soğuk olması nedeniyle duruşma salonunun önünde kurulan elektrikli sobanın etrafındaki banklarda oturan polisler ısınmaya çalışıyordu. Davayı takip etmek için gelen gazetecilerle birlikte koridorda duruşmanın başlayacağı saati beklemeye başladık. Kısa bir süre sonra katılan avukatları geldi.  Ardından sanık polis memuru, sivil giyimli iki kişi ile birlikte duruşma salonunun önüne geldi.

Duruşmanın geç başlayacağı haberini almamız üzerine sanık polis İdris Aksoy ve avukatı salondaki merdivenlerin üstündeki pencerenin yanına geçerek sohbet etmeye başladı. Gazetecilerle birlikte duruşma salonunun önünde bekleyen katılan avukatlarından dava ilgili bilgi aldık. Katılan avukatları, davada etkili ve yeterli bir soruşturma yürütülmediğini ve buna karşı yaptıkları itirazlarla ilgili bilgi verdi. Mahkemedeki iş yoğunluğu ve başka duruşmaların öne alınması nedeniyle saat 11.15’te görülmesi kararlaştırılan duruşma saat 11.50’de başladı. Duruşma başlamadan birkaç dakika önce ise salonun önündeki çevik ve sivil polis sayısı arttı.

Duruşmaya Katılım

Duruşmaya Efe Tektekin’in annesi Nazime Tektekin ve babası Ahmet Tektekin katılmazken, katılan vekili Av. Sedat Çınar ile davaya katılma talebi kabul edilen Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi vekilleri Av. Kübra Nur Kartal, Av. Ömer Sansarkan ve Av. Mehmet Emin Gün duruşmaya katıldı. Sanık polis memuru İdris Aksoy ile avukatı Av. Alper Uğurlu da duruşma salonundaki yerlerini aldı. Mahkeme mübaşiri, duruşma sadece iki gazetecinin izleyeceği yönündeki hakimin talimatı nedeniyle duruşma salonuna Faili Belli gözlemcisi olarak ben ve Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Ömer Çelik alındık. Duruşmayı izlemek için gelen Artı Gerçek Muhabiri Bahar Kılıçgedik ile Jin News Muhabiri Şehriban Aslan duruşma salonuna alınmadığı için salonun önünde beklemek zorunda kaldı. Salonda sanık sandalyesi olmadığı için sanık polis ile birlikte gelen sivil giyimli iki kişi de sanığın yanında oturarak duruşmayı izledi. Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle izleyiciler sanık sandalyesinin arkasındaki aralıkta bulunan sandalyelere oturak duruşmayı izledi. Resmi giyimli ve silahlı üç çevik kuvvet polisi de duruşmayı ayakta izledi.

Duruşmanın silahlı polisler tarafından izlenmesi ve alınan güvenlik önlemleri, mahkemenin baskı altına alınması konusunda ciddi soru işaretlerini de berberinde getiriyor.

Duruşmanın Seyri

Sanık Polis: Vicdanen Rahatım, Kusurum Yoktur  

Hâkim duruşmaya katılanların yoklamasını yapıp isimlerini hızlıca tutanağa geçirdikten sonra celse arasında dava dosyasına giren savunma dilekçelerini de tutanağa geçirdi. Duruşma ilk olarak söz alan iddia makamı, sanık polis memuru İdris Aksoy’un TCK’nin 85/1 maddesinde düzenlenen “taksirle ölüme neden olma” suçundan cezalandırılması için bir önceki duruşma verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrar etti. Ardından esas hakkındaki savunma için söz verilen sanık polis İdris Aksoy, esas hakkındaki mütalaa verildikten 5 gün sonra mahkemenin karar vermesine çok şaşırdığını belirterek “Türk milletinin bir evladı olarak adalete olan inancım tamdır. Ben adalete inancı olan bir kolluk kuvvetiyim. Bir kusurumun olmadığını düşünüyorum” dedi. ATK’nın hazırladığı raporlar arasında çelişki olduğunu, bu rapora yaptıkları itirazların mahkemece kabul edilmemesinin kendilerini çok şaşırttığını, bu raporun yeterli olmadığını beyan eden sanık Aksoy, rapordaki çelişkilerin giderilmesini istedi. Sanık polis Aksoy “3 yıldır devam eden mahkemede kusurum olmadığı için vicdanen rahatım. Kusurum yoktur. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum” dedi.

Sanık Avukatı Mahkemenin Yeni Bir Rapor Aldırılmasını İstedi

Ardından esas hakkındaki savunma söz alan sanık müdafii Av. Alper Uğurlu, esas hakkındaki mütalaaya katılmadıklarını söyleyerek, dosyanın en başından beri yaptıkları savunmalarda müvekkilinin olayda bir kusurunun olmadığına dair sayısız dilekçe verdiklerini hatırlatarak, bu savunmalarına ekleyecek başka bir söz bulamadıklarını söyledi. ATK’nın olaya dair hazırladığı iki rapor arasında çelişkiler olduğunu öne süren Av. Uğurlu, ilk ATK’nin hazırladığı ilk raporda müvekkilinin kusursuz olduğu yönünde görüş veren ikinci raporda ise müvekkilinin “tali kusurlu” olduğu yönünde görüş bildiren bilirkişi üyenin bunun gerekçesini raporda yazmadığını belirtti. Dava dosyasına bakıldığında müvekkilinin gerekli özen ve dikkati gösterdiğini ileri sürerek “Daha ne yapması gerekiyordu?” sorusunu soran Av. Uğurlu’ya, katılan vekili Av. Sedat Çınar “Söyleyeceğiz neden göstermediğini” diyerek tepki gösterdi. Hakim, Av. Çınar’ı savunma sırasında araya girmemesi konusunda uyardı.

Müvekkilinin araçla geçtiği güzergâhta pazarın kurulu olması nedeniyle teyakkuzda ve tedbirli olmadığına dair raporda yer alan tespiti kabul etmediklerini dile getiren Av. Uğurlu, olayın yaşandığı yerin 130 metre gerisinde pazar yeri olması nedeniyle caddede çok sayıda aracın park etmesinin raporda belirtilmediğini savundu. Müvekkilinin hız sınırı saatte 50 km iken, caddede olay günü 11/21 km hızla gittiğini belirten Av. Uğurlu, zırhlı aracın arvento kayıtlarına bakıldığında müvekkilinin gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini savundu. Av. Uğurlu, maktulün araçların arasından bir anda fırladığı için müvekkilinin olaya müdahale edebilecek bir durumunun söz konusu olamayacağını öne sürerek, mahkemenin yeni bir rapor aldırılmasını, aksi kanaatte ise müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.

‘5 Yaşındaki Bir Çocuğu ‘Asli Kusurlu” Göstermek Akla ve Bilime Aykırı’

Tektekin ailesi vekili Av. Sedat Çınar, davanın esasına ilişkin hazırladığı 4 sayfalık beyan dilekçesine atıflarla beyanda bulundu. Bu beyanları duruşma tutanağına özetlenerek geçirildi.  Av. Çınar, davanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında olay yerinde yapılan keşifte hazırlanan iki ayrı trafik bilirkişi raporunda sanık hakkında “Kavşakta yavaşlamadığı”, “ Yayalara geçiş hakkı vermediği”, “ Aracın zırhlı olması nedeni ile hızının görüş husususun gerektirdiği şartlara uydurmadığı”, “ Yolda bulunan yaya ve araç trafiğine gerekli özeni göstermediği”, “ Hızını yayaların gelişi güzel yola çıkması ihtimaline uydurmadığı”, “ Kazayı önleme adına fren yapmadığı”, “ Sol şerif boş olmasına rağmen sola manevra yapmadığı”, “ Öngörülü davranmadığı” ve “ özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmediği” şeklinde kusur ve tespitler yapıldığını hatırlattı. Evinin 15-20 metre yanındaki caddeye çıkan 5 yaşındaki çocuğu “asli kusurlu” göstermenin akla ve bilime aykırı olduğunu vurgulayan Av. Çınar, bu caddenin ana güzergâh olmadığını, karşıdan karşıya geçişler için yolda ne bir üst geçit ne de çizgili bir yaya geçidi olmadığını söyledi.

‘O Caddeye Giren Zırhlı Araç ile İş Makinesi Arasında Bir Fark Yoktur’

Aynı yerde Tektekin’in dedesinin zırhlı araç çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, zırhlı araçların neden olduğu ölümlere ilişkin basın ve yayın organlarında çıkan haber başlıklarını mahkemede sıraladı. Sanığın görevinde tanımlanan güzergâhın dışına çıkarak dar ve insan trafiğinin yoğun olduğu caddeyi kullanarak Efe’ye çarptığına ve ölümüne neden olduğuna işaret eden Av. Çınar, caddede saatte 50 km hız sınırı olduğuna dair herhangi bir uyarıcı levha bulunmadığını belirtti. Bu sırada araya giren sanık Av. Alper Uğurlu, bu tespitin bilirkişi raporunda olduğu cevabını verdi. Savunmasına kaldığı yerden devam eden Av. Çınar, dar ve insan yoğunluğu olan caddeye giren zırhlı araç ile iş makinesi arasında bir fark olmadığına dikkat çekti. Zırhlı aracı kullanmak için yeterli tecrübe ile teknik ve psikolojik eğitim alınması gerektiğini vurgulayan Av. Çınar, sanığın bu aracı kullanması için gerekli ve yeterli eğitimi aldığına ilişkin belgeyi davanın başından beri mahkemeden istemelerine rağmen bunun dosya arasına alınmadığını söyledi. Hakim, sanığın zırhlı araçlar konusunda gerekli eğitimi aldığına ilişkin sertifikanın dosya arasında olduğunu belirtmesi üzerine Av. Çınar da bunun sadece bir sertifika olduğu cevabını verdi.

‘Bu Dosyada Sanık Biz Olsaydık Deliller Hukuk İşler Deliller Toplanmış Olurdu’

Yaşam hakkı ihlali davalarında devletin negatif ve pozitif yükümlülükleri olduğunu vurgulayan Av. Çınar, ölümlü bir olayın etkili bir şekilde soruşturulması, bütün yönleriyle ortaya çıkarılmasının yargının ve ulusal kurumların görevi olduğuna işaret etti. Bu davada etkin bir soruşturma yürütülmediği gibi, sanığın polis olduğu olayın soruşturmasının, yine polis tarafından yürütülmesinin evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu vurgulayan Av. Çınar şunları söyledi “Bu dosyada polisin meslek taassubu ile hareket edilmiştir. Bu dosyada siz ya da biz sanık olsaydık hukuk farklı işler bütün deliller toplanmış olurdu. Bu dosyada deliller kayıt altına alınmamıştır. Kazadan sonra, olay yerini aracın pozisyonu, çarpma yerine ilişkin bilgiler kayıt altına alınmamıştır. Aracın olay yeri fotoğrafı dahi çekilmemiştir. Polis merkezine haber verildikten sonra başka zırhlı araç olay yerine geldikten sonra kazaya karışan araç olay yerinden ayrılmıştır” dedi. Davanın beşinci duruşmasında dinlenen iki tanığın ifadesinde olaya karışan zırhlı araca ilişkin gözlem, delil gibi hususların kayıt altına alınmadığını söylediğini hatırlattı.

‘Arvento Kayıtları Sağlam Olan Aracın, Kamerasının da Sağlam Olması Gerekirdi’

Av. Çınar, olay yerini göstermesi muhtemel olan çevredeki iş yerlerinin güvenlik kamera kayıtlarının dosya arasına alınmadığına dikkat çekerek, davada görgü tanığı olarak tespit edilen 2 kişinin yönlendirilerek sanık polis lehine beyanda bulunduğunu, diğer tanıkların bulunmuş olması durumunda davanın farklı olabileceğini söyledi. Olaya karışan zırhlı aracın iç kamera görüntülerinin ortaya çıkarılması için herhangi bir tespit ve inceleme yapılmadığı, mahkemenin talebine rağmen aracın kamerasının “bozuk” olduğu cevabı verildiğine dikkat çeken Çınar, Arvento kayıtları sağlam olan aracın zırhlı aracın kamera kayıtlarının sağlam olması gerektiğini ancak bunun araştırılmadığını söyledi. Çınar, maktul Efe’nin kardeşinin mahkemedeki ifadesinde olaydan sonra polislerin olaya ilişkin kamera görüntülerinin izlettirildiğini söylediğini hatırlattı.  Çınar son olarak, sanığın görevi tanımlanmış yol güzergahının dışına çıkarak Efe’nin ölümüne neden olduğu dikkate alınarak, sanık hakkında TCK’de düzenlenen “bilinçli taksir” ve “olası kast” hükümlerinin uygulanarak cezalandırılmasını talep etti.

‘Bu Dava Usul Hatasıyla Başladı, Dosya Ağır Ceza Mahkemesine Gönderilmeli’

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan Av. Kübra Nur Kartal söz aldığı sırada araya giren Hakim, celse arasında gönderilen yazılı savunmaları okuduğunu bu nedenle beyanlarını özetle anlatmasını istedi. Av. Kartal davanın usul hatasıyla başladığını, davanın en başında mahkemenin iddianame için görevsizlik kararı vererek, dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermesi gerektiğini belirtti. Kartal, olayın basit bir bisiklet çarpması gibiymiş değerlendirildiğini, olaya dair hazırlanan raporlarda Efe’nin “Asli kusurlu” gösterilmesini kabul etmediklerini vurgulayarak, “Bir çocuğun üzerinden iki defa tekerlek geçti. Kusurlu olan sanık önce kusursuz sonra da tali kusurlu olarak gösterildi” dedi. Efe Tektekin Davası’nda kamunun yargıya olan güveninin sarsıldığını ifade eden Av. Kartal, mahkemenin davanın son duruşmasında dahi görevsizlik kararı verme yetkisinin bulunduğunu söyledi. Av. Kartal, insan yoğunluğunun olduğu pazar yerini görmenin, keyfi olarak zırhlı araç kullanmanın kasıtlı olduğuna işaret etti. İddia makamının esas hakkındaki mütalaasında sanık için TCK’nin 53/6 maddesinde düzenlenen hak yoksunluğu olan (Trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle sürücü belgesinin geri alınması kararı) maddesini talep etmediğine dikkat çeken Av. Kartal, trafik kazası davalarında uygulanan bu yaptırımın sanık hakkında da uygulanmasını istedi.  Av. Kartal, sanığın üzerine atılı suçu “bilinçli taksir” veya “olası kast” ile işlendiğini belirterek, mahkemenin dosya için görevsizlik kararı vererek, dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini istedi.

‘Sadece Çocukların Yaşam Hakkı Değil, Yaşam Alanı ve Oyun Hakkı da İhlal Ediliyor’

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan Av. Ömer Sansarkan da Efe’nin hayatını kaybettiği olay yerindeki mahallede 15 yıl yaşadığı bilgisini vererek, orada görev yapan herkesin Çarşamba günlerinin semt pazarı kurulduğunu bildiğini, sanığın da görevi gereği orada pazar olduğunu bilmesi gerektiğini söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin Özgür Ulaş Armutçuoğlu başvurusunda, cezasızlık zırhına bürünen kamu görevlileri davalarına dair çok önemli bir karar verdiğine işaret ederek, AYM kararında yer alan “Suç işleyen kamu görevlilerine HAGB(Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) verilmesi, kamu görevlilerine hoşgörü gösterildiği izlenimi doğurur, bu fiillere eğilimi olan görevlileri cesaretlendirir, devlete ve adalete olan güveni sarsar.” tespitine işaret etti. Sanık polisin savunmasında “vicdanen rahatım” demesinin çok üzücü olduğuna işaret Sansarkan “Cezasızlık zırhı böyle işliyor” dedi. Diyarbakır Barosu’nun hazırladığı “Zırhlı Araç, Mayın ve Çatışma – Savaş Atığı Kaynaklı Çocuk Hakkı İhlalleri” başlıklı rapora değinen Av. Sansarkan’ın sözünü kesen hakim, dava ile ilgili beyanda bulunması için uyardı. Sarsarkan, zırhlı araçların bölgede sadece çocukların yaşamını değil, çocukların yaşam alanını ve oyun hakkını da ihlal ettiğini vurguladı. Sansarkan, sanık hakkında lehe olan hükümler uygulanmaksızın cezalandırılmasını talep etti.

Hâkim katılan avukatlarının beyanlarına cevap vermemesi için uyarıda bulunduktan sonra son sözünü söylemesi için söz verdiği sanık polis “Suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

Karar

Hakim, karar için duruşmaya 5 dakika ara verildiği söyleyerek davanın taraflarını ve izleyicilerin duruşma salonundan çıkmasını istedi. Kararı açıklayan mahkeme, davanın tarafları dışında izleyicileri salona almadı.

  • Her ne kadar sanık İdris Aksoy hakkında Taksirle Ölüme Neden Olma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yapılan yargılama sonucunda sanığın müsnet suçun işlenmesinde kast veya taksirinin bulunmadığı anlaşılmakla 5271 sayılı CMK`nın 223/2-c maddesi gereğince sanığın müsnet suçtan BERAATİNE,
  • Karar kesinleştikten sonra 657 sayılı Devlet Memurlarını Kanunun 131/3 maddesi uyarinca kararın bir örneğinin Diyarbakır İI Emniyet Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildi.

Duruşma Sonrası

Karar açıklandıktan sonra sanık polis İdris Aksoy ve avukatı, çevik kuvvet ve sivil polislerin nezaretinde duruşma salonundan ayrıldı. Duruşma sonrasında davaya ilişkin katılan avukatlarıyla Diyarbakır Adliyesi önünde görüntülü röportaj yapmak isteyen Artı Tv muhabiri Bahar Kılıçgedik’in yanına gelen bir sivil polis, Diyarbakır Valiliğinin açıkladığı 10 günlük eylem ve etkinlik yasağını hatırlatarak açıklama yapmanın yasak olduğunu söyledi. Gazeteci ve avukatlar, bunun basın açıklaması olmadığını söylemesi üzerine polis telefonla amirini arayıp durumunu bildirdikten sonra yanlarına gelerek röportaj yapmalarında bir sorun olmadığını söyledi. Avukatlar davaya ilişkin görüş verdikleri sırada bekçi ve çevik kuvvet polisleri etraflarında bekledi.

Yayınlanma tarihi

30 March 2022

Kategori Listesi