Diyarbakır’da zırhlı araç çarpması sonucu 2019’da hayatını kaybeden 6 yaşındaki Efe Tektekin’in ölümüyle ilgili duruşma 21 Eylül’de görülecek.
* “Zırhlı araçların çocuklara çarparak ölüme yol açması çoğunlukla Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanıyor. Bu da ayrımcılık iddiamıza temel oluşturuyor.
* Sokakların zırhlı araçlarla doldurulması çocukları oyun alanlarından uzaklaştırıyor.”
Bu iki saptamayı yapan Efe Tektekin’in ölümüyle ilgili yargılamada ailenin avukatı Ömer Sarsarkan bianet’e öncelikle Efe ve babasının kusurlu bulunmasını anlattı.
“Kazaya ilişkin ilk raporda failin kusura sebebiyet veren davranışları açık açık yazılmış ve bunun verileri ortaya koyulmuştu fakat bunlara rağmen raporun sonunda Efe asli kusurlu bulunmuştur.
“Geçen temmuzdaki bilirkişi keşif raporunda maalesef Efe’nin babası çocuğunu koruyup kollamadığı gerekçesiyle asli kusurlu bulundu.”
Kameralar 2017’den Beri “Bozuk”
Avukat Sansarkan MOBESE kayıtlarının yokluğunu kazaların genelde ara sokaklarda, kameraların da genelde ana caddelerde olmasıyla açıklıyor.
“Zırhlı araçtaki kamera kaydı istendi, ancak araç içindeki kameraların 2017’den beri ”bozuk” olduğu belirtildi.
“Efe’nin babası ve ablası ise zırhlı araca bindiklerinde kamera görüntülerinin açık olduğunu ifadelerinde belirtmişlerdi. Bunlara rağmen sanık beyanlarına göre yargılama yapılıyor.”
Trafik Kazası Bilirkişi raporunda da Efe, yaya kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle asli kusurlu bulunmuştu. Hafta sonu zırhlı aracın çarpmasıyla hayatını kaybeden yedi yaşındaki Miraç Miroğlu da asli kusurlu olarak rapora yansıdı.
Trafikte Çocuk
Bu tip ölümlerde soruşturma yürütülürken hangi noktada çocukların ölümünü yetişkinlerden ayrı tutmak gerekir?
Sansarkan, “bir çocuğun yetişkin gibi değerlendirmeye tabi tutulması yanlıştır” diyor.
“Çocuklar, trafik kazası tehlikelerine karşı fizik ve ruh yapıları gereği erişkinlere oranla daha az duyarlıdırlar. Boyları kısa olduğu için yolu ve trafiğin akışını yetişkinlere oranla daha az görürler.
“Derinlik duyguları yetişkinlere göre daha az olduğu için taşıtların gelip gittiğini ya da kendinden ne kadar uzakta olduğunu algılamakta; sesin geldiği yönü ve sesin uzaklığını, duydukları seslerin ne sesi olduğunu algılamakta güçlük çekerler. ”
Sarsankan, kusuru oranlarının belirlenmesinde bu farklılıkların gözönüne alınması gerektiğini söylüyor.
Kazayı Yapan Eğitimli Mi?
Kazada rolü olan kamu görevlilerinin zırhlı araç kullanmak için yeterli eğitime sahip mi?
Avukat Sarkarkan görevlinin eğitim alıp almadığının kusur tespitinde dikkate alınması gerektiğini özellikle belirtiyor, ve ekliyor:
“İhlali yaratan kamu görevlilerinin isnat edilen suçları işledikleri yönünde somut ve kuvvetli deliller olmasına rağmen failler hakkında tutuklama tedbirine başvurulmuyor. Soruşturmalar ya cezasızlık ile ya da yasada bulunan hafif bir ceza ile sonuçlanıyor. Ki, hapis cezası da adli para cezasına çevriliyor.”
Rapor Hazırlanırken
• Raporu hazırlayan polislerle faillerin ‘aynı çatı’ altında görev yapmaları adil yargılanmanın önüne geçiyor.
• Görüntü kayıtları dosyada bulunmuyor, aksi bir beyan da yoksa sadece failin beyanlarından yola çıkılarak rapor hazırlanıyor.
• Mihraç Miroğlu’nun asli kusurlu bulunması raporun hakkaniyetli düzenlenmediğini, bisikletinin dört 4 parçaya bölünmüş görüntüsü de zırhlı aracın hızını gösteriyor.”
“Bir Kurumun Kendisi ve Mensuplarıyla İlgili Delil Sunması Beklemek Pek Mümkün Değil”Avukat Sarkarkan, yaşam hakkı ihlal edilen çocuklar hakkındaki soruşturmanın etkin yürütülmediğini, kamu görevlilerinin fail olduğu dosyalarda faillerin cezasızlık zırhıyla korunmaya çalışıldığını söylüyor, sorunları madde madde sıralıyor: • Kaza tespit tutanağının tutulması, valilik açıklamaları, dosyaya getirilen kısıtlılık kararları cezasızlığın ilk görünüş biçimleri |
|
Sarkarkan iktidara önemli bir görev ve uygulama hatırlatması yapıyor:
- Türkiye’nin de tarafı olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme taraf devletlere, çocukları savaş anında dahi koruma sorumluluğu yüklüyor.
- Ancak cezasızlık zırhı önünde hiçbir kanun veya sözleşme duramıyor..”