Deniz Tekin – 20 Aralık 2018
Mahkeme: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2017/431
Polis memuru Yakup Şenocak’ın, Diyarbakır’da 21 Mart 2017’de düzenlenen Newroz kutlamalarına katılmak için Malatya’dan Diyarbakır’a gelen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u üstü çıplak şekilde polis kontrol noktasında geçtiği sırada silahıyla vurarak öldürdüğü gerekçesiyle “kasten öldürme” suçundan müebbet hapisle istemiyle yargılandığı Kemal Kurkut Davası’nın 4. duruşması 20 Aralık 2018 Perşembe günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi ve Katılanlar
Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemeleri’ndeki duruşmalarının büyük çoğunluğunun bugün görülmesi nedeniyle Diyarbakır Adliyesi girişindeki arama noktalarında insan kuyruğuna takılmamak için erkenden adliyeye geldim. Polisin adliye önündeki yolda zırhlı araçlarla yoğun güvenlik önlemi aldığını gördüm. Yoğunluk nedeniyle yaklaşık 15 dakikalık bir bekleyişin ardından Diyarbakır Adliyesi’ne girdim. Giriş kattan sola dönerek, koridorun en sonundaki Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne geldim. Duruşma salonunun önünde davayı izlemek için gelen sivil polisler ve çevik kuvvet polisleri bulunuyordu.
Polislerin biraz gerisindeki banklarda ise duruşmaya katılmak için bekleyen Kemal Kurkut’un annesi Secan Kurkut, ağabeyi Ferhat Kurkut ve yakınları oturuyordu. Duruşma salonunun yanında bulunan boş bir banka oturarak duruşmanın başlamasını bekledim. Duruşmanın başlamasından kısa bir süre önce Kurkut ailesi avukatları Av. Reyhan Yalçındağ Baydemir ve Av. Mehmet Emin Aktar, ailenin yanına gelerek duruşmayı beklemeye başladı. Mahkeme mübaşiri Kurkut davasının esas numarasını okuyarak, tarafları salona duruşma salonuna çağırdı. Mahkeme listesinde başlama saati saat 10:30 olarak görünen duruşma 3 dakikalık gecikmeyle başladı. Duruşma salonunun önünde ve içinde yoğun güvenlik önlemi alan polis, salona girenlerin üstünü aradıktan sonra içeri aldı. Av. Reyhan Yalçındağ, Kemal Kurkut’un annesi Secan Kurkut‘un üstünün polis tarafından aranmasına tepki gösterdi ve adliye girişinde arama yapıldığını, burada yapılmaması gerektiğini belirtti. Mahkeme üyesi hâkim bu durumun polisin yetkisinde olduğunu, kendi ellerinde olmadığını belirtti.
Sanığı Desteklemek İçin Çok Sayıda Polis Duruşmadaydı
HDP Diyarbakır Milletvekilleri Musa Farisoğulları ve Dersim Dağ, 2 gazeteci ve bir kaç kişi daha duruşmayı izlemek için duruşma salonuna geldi. Ardından yaklaşık 40 polis, sanık polis Yakup Şenocak’a destek için hep birlikte duruşma salonuna girerek, izleyici bölümündeki sandalyeleri doldurdu. Çevik kuvvet polisleri salonun giriş kapısı ve izleyicilerin ön kısmında otururdu. Tutuksuz sanık Şenocak, tutuklu sanıkların getirildiği kapıdan gelerek sanık sandalyesine oturdu. Sanık vekili Av. Ahmet Fırat, Kurkut ailesi vekilleri Av. Reyhan Yalçındağ, Av. Mehmet Emin Aktar, Özgürlükçü Hukukçular Platformu üyeleri Av. Zeynep Işık, Av. Mehmet Öner, Kemal Kurkut’un annesi ve kardeşinin de duruşmadaki yerlerini almasıyla mahkeme başkanı duruşmayı başlattı.
Duruşmaya Dair İzlenimler
Mahkeme başkanı duruşmaya katılanların isimlerini hızlıca tutanağa geçirttikten sonra, müşteki avukatlarına Kemal Kurkut’un vurulmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporu alıp almadıklarını sordu. Avukatların raporun kendilerine tebliğ edilmediğini söylemeleri üzerine mahkeme başkanı sonuç bölümünde Kurkut’un yerden seken mermiyle yaşamını yitirdiği ve mermi çekirdeğinin gömlek nüvesinin balistik incelemeye uygun olmaması nedeniyle gönderilen tabancalarla mukayesesinin yapılamadığının belirtildiği raporu okudu.
“ATK Raporu Beyanlarım Doğrultusunda Hazırlanmış”
Duruşmada ilk olarak söz alan iddia makamı, gelen ATK raporuna karşı bir diyeceklerinin olmadığını belirterek, davadaki eksiklerin giderilmesini talep etti. Ardından rapora karşı söz alan sanık polis Yakup Şenocak savunmasında “Rapor beyanlarım ile aynı doğrultuda çıkmıştır. Ben daha önceki ifademde maktulün seken kurşun ile öldüğünü söylemiştim. Raporda, merminin nüve parçasının aşırı deforme olması nedeniyle incelenemediği belirtilmiştir. Şu anda dosyada benimle alakalı hiç bir delil kalmadı.” dedi. Sanık avukatı Av. Ahmet Fırat da ATK raporunun sanık beyanları doğrultusunda çıktığını söyleyerek, “Biz baştan beri bu suçun müvekkil tarafından işlenmediğini söylüyoruz. Rapor da bunu doğrulamıştır” şeklinde savunma yaptı.
“Sadece Adalet İstiyorum”
Kurkut’un annesi Secan Kurkut, daha önce verdiği ifadeleri tekrar ettiğini belirterek şunları söyledi: “Diyeceğim şu, sadece adalet istiyorum. Kemal’in hiç bir suçu yoktu. O temiz kalpli, masum yüzlü bir insandı. Onu vuranı Allah’a havale etmişim. Allah cezasını versin.” Kurkut’un kardeşi Ferhat Kurkut da, olayın bütün yönleriyle ortada olduğunu, rapora karşı ne diyeceğini bilemediğini ifade ederek, “Sanık, ‘rapor benim verdiğim ifade doğrultusunda çıktı’ diyor. Herhalde raporu birlikte hazırlamışlar. ATK raporu dışında görüntüler var. Ben katili istiyorum başka bir şey istemiyorum. O kurşunun sahibini istiyorum” diye belirtti.
“ATK Raporu Kendisini Yalanlıyor”
Ardından söz alan Av. Mehmet Emin Aktar, polislerin oturduğu seyirci kısmına yüzünü dönerek, seyirci kısmında oturan polisler arasında bu davada tanıklık yapabilecek kişiler varsa salondan dışarı çıkarılmalarını talep etti. Mahkeme Başkanı, salondaki polislere bu davada tanık olan polis olup olmadığını sordu. Salondaki polisler cevap vermeyince Aktar savunmasına devam etti. Kurkut’un ölümüne ilişkin hazırlanan ATK raporunun son paragrafında Kurkut’un ölümüne neden olan mermi nüvesinin balistik incelemeye müsait olmadığının belirtildiğini ancak raporun üst bölümünde ise buna ilişkin farklı bir beyan bulunulduğuna dikkat çeken Aktar: “Güvenlik güçlerinin sanık olduğu davalarda bir cezasızlık pratiğiyle karşı karşıyayız. Cezasızlık yeni ölümlere davetiye çıkarıyor. 1992 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde Birol Savaş isminde bir esnaf o dönem karakol komutanı olan astsubay tarafından öldürülmüştü. Bunu ben değil askeri mahkeme söylüyor. Adlı Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi, hazırladığı raporda bu sanığın ceza ehliyeti olmadığına dair rapor vermiştir. O raporu veren Adli Tıp Kurumu Başkanı kendisini arayan milletvekiline raporun Adalet Bakanlığı’nın isteği üzerine düzenlendiğini beyan etmiştir. Duruşma salonu neden bu kadar dolu, neden başka bir duruşmada yoklar. Kemal’i öldüren cezalandırılsın. Yarın bir gösteriye gidildiğinde silah sıkılmayacağından veya sıkılırsa cezasız kalınmayacağından emin olmak istiyoruz. Öncelikle olay yerinde keşif yapılmasını ve olay yerinde görevli polislerin tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz. Ayrıca rapora karşı taleplerimizi bildirmek için süre talep ediyoruz” dedi.
“Tanık Polisler Neden Dinlenmedi?”
Av. Reyhan Yalçındağ Baydemir ise, davanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında gerçeklerin bütün yönleriyle ortaya çıkarılması için çok çaba sarf ettiklerini belirterek, yaşam hakkının her durumda kutsal olduğunu ve kolluk birimlerinin cezasız kalmasından duydukları endişeleri dile getirdiklerini ifade etti. Yalçındağ, bu tür davalarda kolluğun tutuksuz yargılanması, görevden alınmamasının yeni suçların habercisi olduğuna dikkat çekti. ATK’nın her defasında kolluğu “aklayacak” raporlar düzenlediğini bildiklerini kaydeden Yalçındağ, şunları söyledi: “Bu sebeple üniversitelerin adli tıp bölümlerine yazı yazılarak, ikinci bir rapor alınmasını talep ediyoruz. Şimdiye kadar bu davada bizim tanıklarımız dışında neden olay yerinde olan polisler mahkemede tanık olarak dinlenmedi? En son duruşmada, tanık polislerin adreslerinin tespiti ile tanık beyanlarının alınmasına ilişkin ara karar kurulmuştu ancak şu ana kadar hiç bir tanık beyanı alınmamıştır.” Sanık polis ve avukatının savunmasında bu suçu işlemedikleri yönünde beyanda bulunduklarını hatırlatan Yalçındağ, “Ancak olayın nasıl gerçekleştiği bu dosyadaki görüntülerde mevcuttur. Velev ki merminin sert zemine çarpma durumu olsa dahi demek ki havaya sıkma dışında bir insan yürüme halinde iken ona doğru nişan alınmış ve bu şekilde bir yaşam son bulmuştur. Ne kadar tesadüftür ki mermi Kurkut’un hayati bölgesine denk gelmiştir. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Muhabirin çektiği fotoğraflar ve kamara kayıtlarıyla olay ortaya çıkmıştır. Görüntü kayıtları ortadadır. Olay yerinde keşif yapılmasını ve sanığın tutuklanmasına karar verilmesini talep ediyoruz” diye belirtti.
Mahkeme heyeti duruşmaya verilen 20 dakikalık aranın ardından ara kararını açıkladı. Ara sırasında duruşmayı izlemek için gelen polisler salonun önünden ayrılmadı. Sanık avukatının bu sırada duruşmayı izlemek için gelen polislerle sohbet etmesi dikkat çekti.
Ara Kararlar
- Her ne kadar katılanlar vekili sanığın dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle tutuklanmasını talep etmiş ise de olayın oluş şekli vs. hususlar nazara alınarak tutuklama talebinin reddine,
- Katılan vekiller tarafından dinlenilmesi istenilen tanıkların sicil numaraları mahkememize bildirildiğinde duruşmada tanık olarak beyanlarının alınması için Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılmasına, ayrıca tayinleri çıkmış ise bulundukları yer mahkemesine talimat yazılmasına,
- Kurkut’un ölümüne neden olan yaralanmanın kesin olarak hangi silahtan olduğu veya olabileceğinin tespiti için Ulusal Kriminal Büro’dan rapor istenilmesine, Ulusal Kriminal Büro’nun raporun düzenlenmeyeceğini bildirmesi durumunda İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nden oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor istenmesine,
- Bir sonraki duruşmanın 28 Şubat 2019 günü saat 09:25’e bırakılmasına karar verildi.