Deniz Tekin – 22 Eylül 2020
Mahkeme: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2017/431
Diyarbakır’da 21 Mart 2017’de, düzenlenen Newroz kutlamalarına katılmak üzere şehre gelen Kemal Kurkut, alanın girişindeki kontrol noktasındaki barikatları aştıktan sonra polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Olay anını gösteren kamera görüntülerinde Kurkut’a ateş ettiği tespit edilen sanık polis memuru Yakup Şenocak’ın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın 11. duruşması 22 Eylül 2020 Salı günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi
Covid-19 salgınına rağmen duruşmanın görüldüğü Diyarbakır Adliyesi girişinde yoğun bir insan trafiğinin olması dikkati çekti. Covid-19 salgının yayılmasını engellemek amacıyla Diyarbakır’daki kamu kurum ve kuruluşlarına girişlerde zorunlu hale getirilen Hayat Eve Sığar (HES) kodumu adliye girişindeki polise bildirdikten sonra içeri alındım. Adliyedeki mesai yeni başlamasına rağmen girişteki arama ve GBT noktasındaki kuyrukta bir süre bekledim.
Daha önce görülen duruşmalardaki durumun aksine bu kez Adliye önünde zırhlı araç ve polisler yoktular. Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolümün yapıldığına dair kaşeli bir kağıt alıp x-ray cihazından geçtikten sonra ancak adliyeye girebildim. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin henüz kapalı olan duruşma salonun önünde Kurkut duruşmasını izlemek için gelen ve birinin belinde telsiz olan 3 sivil polis ile başka duruşmalar için bekleyen avukatlar oturuyordu. Her duruşma öncesi erkenden gelip salonun yanındaki banklarda oturan Kemal Kurkut’un annesi Secan Kurkut ve kardeşi Ferhat Kurkut‘u bu kez görmedim.
Kısa bir süre sonra market sepeti içinde dava dosyalarını taşıyan mahkeme mübaşiri ve kâtibi salonun önüne geldi. Duruşma salonuna giren bir polis mahkeme mübaşirine Kurkut davasının hangi saatte görüleceğini sordu. Ardından aynı polis memuru, mahkeme üyesi bir hâkimin yanında mahkeme kâtibinden aldığı duruşma listesinin fotoğrafını kendi kişisel telefonun kamerasıyla çekti. Mübaşir daha sonra listeyi salon kapısının bitişiğindeki panoya astı.
Saat 09.30’da, mahkeme heyeti duruşma salonundaki yerini aldıktan sonra duruşmalar görülmeye başlandı. Mahkemenin asıl başkanının evlilik nedeniyle izinli olması sebebiyle yerine geçici olarak başka bir hâkimin başkanlık edeceğini ve davada karar çıkmayacağını öğrendim. Kısa bir bekleyişten sonra katılan avukatları Av. Mehmet Emin Aktar, Av. Serdar Çelebi, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Cihan Aydın, Av. Sidar Avşar, Av. Serhat Eren ile birlikte salonun karşısındaki banklarda oturarak duruşmanın görülmeye başlanacağı saati beklemeye başladım.
HDP Diyarbakır milletvekilleri Remziye Tosun ve Semra Güzel de duruşmayı izlemek için salonun önüne geldi. Listede belirtilen saatten 10 dakika önce duruşma başladı. Mübaşir, Covid-19 tedbirleri nedeniyle salonda izleyiciler ayrılan bölümün kapısının açılmayacağını söyleyerek bizi salona almadı. Milletvekilleri, avukatlar ve gazetecilerin ısrarlı taleplerine rağmen izleyici kısmının kapısı açılmadı. Bunun üzerine milletvekilleri ile birlikte açık bırakılan duruşma salonunun kapısından duruşmayı izlemeye başladık.
Duruşmaya Katılım
Katılan avukatları Av. Mehmet Emin Aktar, Av. Serdar Çelebi, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Cihat Aydın, Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Muhlis Oğorgül, Diyarbakır Barosu Dava Takip Komisyonu üyeleri Av. Sidar Avşar ve Av. Zeynep Işık; İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Av. Yusuf Erdoğan, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu ve HDP Parti Meclisi üyesi Av. Serhat Eren duruşmaya katıldı. HDP Diyarbakır Milletvekilleri Semra Güzel ve Remziye Tosun ile birlikte gazeteciler salona alınmadığı için duruşmayı mahkeme kapısından izlediler. Bir çevik kuvvet polisi güvenlik için salonda bulundu. Davaya sanık polis Yakup Şenocak ve avukatı Av. Ahmet Fırat katılmadı. Katılanlar Secan Kurkut ve Ferhat Kurkut da bu duruşmayı izlemeye gelenler arasında değillerdi.
Duruşmanın Seyri
Mahkemenin geçici Başkanı Çağatay Akalın, yoklama yapıp davaya katılan avukatların isimlerini tutanağa geçirdi. Sanık Yakup Şenocak‘ın Kurkut’un vurulması ile ilgili Jandnarma Genel Komutanlığı’ndan yeni bir bilirkişi raporu aldırılması talebine ilişkin mahkeme gönderdiği dilekçe tutanağa geçirildi. Duruşma savcısı, sanık polis Memuru Yakup Şenocak’ın “bilinçli taksirle insan öldürme” suçundan cezalandırılması yönünde geçtiğimiz Haziran’da verdiği mütalaayı aynen tekrar ettiğini belirterek dava dosyasındaki eksiklerin giderilmesini talep etti. Ardından Mahkeme Başkanı, katılan avukatlarına “Karar çıkmayacak, heyet geçici” dedi. Ardından tek tek söz alan katılan avukatları ” Önceki beyanlarımızı tekrar ederiz. Bir sonraki celse esasa ilişkin beyanlarımızı sunacağız”, dedi.
Ara Kararlar
Yaklaşık 5 dakika süren ve ara vermeksizin görülen duruşmada alınan ara karar şöyle:
- Heyet değişikliği nedeniyle karar verilmek üzere incelemeye alınmasına karar verildi.
Duruşmaya Dair İzlenimler
Duruşmanın bitmesi ardından salona giren bir sivil polis, mahkeme heyetinin yanında mahkeme kâtibinden duruşma tutanağının bir çıktısını aldı. Bunu gören katılan Av. Mehmet Emin Aktar, mahkeme heyetine dönüp “Davanın tarafı değil. Neden tutanak veriliyor ?” diyerek tepki gösterdi. Mahkeme başkanının katılan Av. Aktar’a verdiği cevap duyulmadı.
Aktar: Bu Dosyada Çıkacak Karar Sonrası İçin Ölçü Olacak
Duruşmanın ardından davanın geldiği aşama konusunda konuştuğum katılan Av. Mehmet Emin Aktar şunları söyledi: “Bugünkü duruşma mahkeme başkanı olmayınca ertelendi. Doğrusunu söylemek gerekirse cezasızlık pratiği işliyor. Her alanda bütünlüklü olarak işliyor. Bu durum adli tıp raporundan, savcılık mütalaasının farklılığına kadar her tarafta işliyor bu. Tüm hedefimiz ve amacımız bu dosyada olayın gerçekleşme biçimini ortaya çıkarmak. Hakikat gün yüzünde. Bütün dileğimiz bu eyleme uygun kasten öldürmeye ilişkin bir cezalandırmanın çıkmasıdır. Bunun için mücadele edeceğiz. Çünkü bu dosyada çıkacak karar sonrası için bir ölçü olacak. Hem bu tür davalarda mahkemelerin pratikleri açısından bir ölçü olacak hem de silah kullanma yetkisine sahip güvenlik birimlerinin de davranışına yansıyacak bu. Cezasızlık pratiği, suç işleme eğilimini artırıyor ve çok daha pervasızca ve daha rahat davranma imkânı yaratıyor. Bu açıdan da bu davadan çıkacak karar son derece önemli”.
“Polisin Duruşma Tutanağını Alması Mahkemeye Çok Açık Bir Baskıdır”
Duruşma tutanağının polis memuruna verilmesinin bu davalarda ilk kez karşılaştığı bir durum olduğuna işaret eden Av. Aktar, “Muhtemelen önceki duruşmalarda da veriliyor. Bir polis memurun kim olduğunu bilmiyoruz. Rahat bir şekilde mahkeme başkanına sormadan katipten çıktı alıyor. Bende davanın tarafı olmayan birine niye tutanak veriyorsunuz dedim. Ama herkes bunu suskunluk ile karşıladı. Duruşma bitmişti, çıkmıştık zaten. Duruşmada söylenenler de kararlar da herkese açık. Ama bu durum, güvenlik birimlerinin bu davayı yakından takip ettikleri ve her duruşma zaptını da biriktirdiklerini gösteriyor. Bu açıdan önemli. Aynı zamanda bu mahkeme üzerinde çok açık bir baskıdır. “Bizim gözümüz sizin üzerinde bir duruşmayı izliyoruz” deniliyor”, diye konmuştu.
Bir sonraki duruşma 17 Kasım 2020 günü saat 10:00’da görülecek.