Deniz Tekin – 24 Ekim 2019
Mahkeme: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2017/431
21 Mart 2017’de, Diyarbakır’da düzenlenen Newroz kutlamalarına katılmak üzere şehre gelen Kemal Kurkut, kutlama alanına girişte kontrol noktasındaki barikatları aştıktan sonra polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Sanık polis memuru Yakup Şenocak’ın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın 7. duruşması 24 Ekim 2019 Perşembe günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Dava Ne Aşamada?
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlayan davanın ilk duruşması 14 Aralık 2017 tarihinde gerçekleşti. Davanın 20 Aralık 2018 tarihli duruşmasından önce Kurkut’un yerden seken mermiyle yaşamını yitirdiği ve mermi çekirdeğinin gömlek nüvesinin balistik incelemeye uygun olmadığının belirtildiği ATK raporu dosyaya girdi. Katılan avukatları bu rapora itiraz ederek bağımsız kurumlardan ikinci bir rapor alınmasını talep etti. Mahkeme Ulusal Kriminal Büro’dan (UKB) rapor istenmesine karar verdi. UKB’den istenen rapor 28 Şubat 2019 tarihli duruşmada dava dosyasına girdi. Raporda ATK’nın aksine Kurkut’un sanık Yakup Şenocak tarafından hedef alınarak doğrudan atışla vurulduğu tespiti yer aldı. Bu duruşmada UKB raporunda eksik görüş beyan edildiği gerekçesiyle ek rapor düzenlenmesi yönünde karar verildi.
30 Mayıs 2019 tarihli duruşmada ise UKB’nin hazırladığı ikinci rapor mahkemeye ulaştı. Buna göre Kurkut’un sanık Şenocak tarafından doğrudan değil yerden seken mermi ile vurulduğu iddia ediliyordu. Duruşma sonucunda ATK Genel Kurulu’ndan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesinin istenmesine karar verildi. Katılan avukatları ise alternatif bir rapor hazırlanması için Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer’e başvurdu.
Duruşma Öncesi ve Duruşma Salonu
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan Kemal Kurkut davasını izlemek üzere sabah erkenden Diyarbakır Adliyesi’ne geldim. Adliye önünde benzer davaların görüldüğü günlere oranla polisin daha yoğun güvenlik önlemleri aldığını gördüm. Polisin basın açıklaması, miting veya yürüyüşler esnasında kitleye uyarı yapmak için kullandığı sivil anons araçlardan bir tanesi ve bir TOMA adliye önünde park edilmişti. Adliye girişindeki arama noktaları ve GBT kontrolünden hızlıca geçtikten sonra adliyenin içine girdim. Duruşma salonunun kapısının kapalı ve duruşma listesinin kapıya asılmamış olduğunu gördüm. Salonun önündeki ve karşısındaki banklarda ise duruşmada güvenliği sağlama gerekçesiyle gelen çevik kuvvet polisleri ve duruşmayı izlemek için gelen sivil polisler dışında başka kimse yoktu.
Saat 09:00 olduğunda tekrar duruşma salonun önüne geldiğimde kapısının açık olduğunu ve mahkeme heyetinin salona geldiğini ancak duruşmaların henüz başlamadığını gördüm. Salonun önündeki polis sayısı artmıştı. Duruşmayı izlemek için gelen Kurkut’un annesi Secan Kurkut ve kardeşi Ferhat Kurkut, salonun önündeki ve karşısındaki banklarda polisler oturduğu için salondan uzak bir yerdeki banklarda oturarak duruşmanın başlamasını bekliyorlardı. Aile bireyleri ile tokalaştıktan sonra yanlarındaki banka oturarak onlarla birlikte duruşmanın başlamasını bekledim. Kurkut ailesinin hemen yanındaki banklarda sivil polislerin oturması dikkatimi çekti.
Kısa bir süre sonra katılan avukatı Av. Mehmet Emin Aktar ve HDP milletvekilleri Serpil Kemalbay, Saliha Aydeniz, Zuleyha Gülüm; HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Zeyyat Ceylan ve Hülya Alkökmen Uyanık oturduğumuz yere geldi. Davayı izlemeye gelenlerin arasında, 2013 yılında Lice’de kalekol inşası protestosu sırasında askerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Gündüz Yıldırım da vardı.
Mahkeme mübaşirinin sanık polisin ismini söylemesiyle duruşmanın başladığı haberini aldık. Kemal Kurkut davası, bir saat gecikmeyle saat 10:40’ta başladı. Salonun izleyici kapısının önünde polislerin bulunması nedeniyle zorlukla ilerledim. Salonun kapısını açıp tam içeriye gireceğim sırada bir sivil polis beni durdurarak kim olduğumu sordu. Gazeteciyim deyip kimliğimi gösterdikten sonra üstümü aradıktan sonra salona alacağını söyledi. Polislerin izleyicilerin üstünü aramalarından sonra solona alındık. Milletvekilleri ise aranmadan salona alındı. Yirmiye yakın çevik kuvvet polisi ve sivil polis, izleyicilerle birlikte salonun izleyici kısmındaki arka sıralarda oturdu. Daha önceki davalarda ise çevik kuvvet polisleri kimsenin oturmasına izin verilmediği ön sırada otururlardı. Ancak bu kez salonun ön sıralarında izleyiciler oturmuştu.
Duruşmaya Katılım
Diyarbakır Barosu Dava Takip Komisyonu üyeleri, Av. Sidar Avşar, Av. Zeynep Işık; Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Muhlis Oğorgül ve İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Av. Gurbet Yavuz, Av. Serhan Özdemir duruşmaya katıldı. Bunun yanı sıra, çok sayıda sivil polis de sanık polis memuruna destek için duruşmaya katıldı. İki gazetecinin dışında salonda başka basın mensubu yoktu.
Duruşmaya sanık polis Yakup Şenocak ve avukatı Av. Ahmet Fırat katıldı. Mahkeme Başkanı Çakmakkaya yoklama aldığı sırada ismini okuduğu sanık sanık polis memuru Yakup Şenocak’ın salonda olmadığını görünce avukatına “Sanık burada mı?” diye sordu. Sanık avukatı müvekkilinin geleceğini söyledi. Katılan avukatlarının savunma yaptığı sırada, takım elbiseli olan sanık Yakup Şenocak duruşma salonuna hâkim ve savcıların kullandığı kapıdan girdi.
Duruşmanın Seyri
Mahkeme Başkanı, davaya katılan taraflarını isimlerini geçirdiği tutanağa, dava dosyanın fiziki olarak İstanbul ATK genel kuruluna gönderildiğini; raporun ve fiziki dosyanın mahkemeye henüz gönderilmediğini yazdı. Ardından davaya ilişkin beyanları için ilk sözü verdiği sanık avukatı Av. Ahmet Fırat, dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesini talep etti. Yakup Şenocak daha önce verdiği savunmaları tekrar ettiğini beyan etti.
“Bu davada adaletin gerçekleşeceğine dair inancımız zayıflıyor”
Tek tek söz alan anne Secan Kurkut ve kardeş Ferhat Kurkut davaya ilişkin bir diyeceklerinin olmadığını, önceki savunmalarını tekrar ettiklerini ifade etti. Ardından söz alan katılan avukatı Av. Mehmet Emin Aktar, failin güvenlik görevlisi olduğu Kurkut davasında bir cezasızlık pratiğiyle karşı karşıya olduklarını belirtti. Mahkeme başkanının savunmasının çok az kısmını tutanağa geçirdiği Av. Aktar, savunmasında devamla şunları söyledi “Sanık olayın başından beri tutuksuzdur. Her ne kadar tutuklama bir tedbir olsa da bu dosyada sanık hakkında tutuklama kararı verilmesi benzer şekilde silah kullanma yetkisi bulunan kolluk görevlilerine de bir ikaz olacak, topluma da bir güven verecektir. Adaletin gerçekleşeceğine dair inancımız gittikçe zayıflıyor. Bu durumun toplumda bir kanı olarak adaletin gerçekleşmeyeceğine yönelik bir inancı yerleştirdiğini biliyoruz. Mahkeme evet bu davanın sonuna kadar adaleti gerçekleştirmekle yükümlüdür. Ama yargılama yaparken de mahkemenin adaleti gerçekleştirdiğine ilişkin bir inancı da geliştirmesi lazım bize, mağdurun ailesine, topluma.”
“Sanığın tutuklanma koşulları mevcuttur”
Av. Emin Aktar şöyle devam etti: “Sanık başından beri tutuksuz olarak yargılanıyor. Sizin mahkemenizde muhtemelen benzer cinayet davalarının bütününde sanıklar tutuklu yargılanıyor. Sanığın doğrudan hedef alarak ateş ettiğini gösteren dosyada bilirkişi raporu var. Tanıklar da burada. O açıdan deliller hala toplanmadığından dosya halen bilirkişi de. Tutuklanma koşulları mevcuttur. Sanığın tutuklanmasını talep ediyorum.”
Sonra tek tek söz alan Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Muhlis Oğorgül, Diyarbakır Barosu Dava Takip Komisyonu Üyeleri Av. Sidar Avşar, Av. Serhan Özdemir ve Av. Zeynep Işık ise meslektaşları Av. Mehmet Emin Aktar’ın beyanlarına katıldıklarını söyledi.
Savcı, sanığın tutuksuz yargılanmasını talep etti
Savcı Eyüp Yoldaş mütalaasında, “Eksik hususların giderilmesini talep ederiz. Suçun vasıf ve mahiyeti ve mevcut delil durumu itibariyle sanığın tutuksuz yargılanmasını talep ederiz” diye belirtti.
Ara Kararlar
Mahkeme Başkanı Özgür Çakmakkaya, duruşmaya ara vermeden, müzekkere yapmadan ve salondan hiç kimseyi çıkarmadan ara kararları hızlıca duruşma tutanağına geçirdi. Ara kararlar şöyle:
- Her ne kadar katılanlar vekili tarafından sanığın dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle tutuklanmasını talep etmiş ise de; olayın üzerinden zaman geçmesi, sanığın bu aşamada delilleri karartma şüphesinin bulunmaması gözetilerek tutukluluk koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak bu yöndeki talebin reddine,
- Dosyanın Adli Tıp Kurumundan dönüşünü ve rapor düzenlenmesinin beklenilmesine,
- İstanbul ATK genel kurulu tarafından bilirkişi raporu düzenlendiğinde duruşma günü beklenilmeksizin rapordan birer örneğinin taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Bu nedenle duruşmanın 14 Ocak 2020 günü saat 09:00’a bırakılmasına karar verildi.
Ara karar yazıldıktan sonra sinir krizi geçiren anne Secan Kurkut, oğlu ve katılan avukatlarının yardımıyla duruşma salonundan çıkarıldı. Bu sırada tüm izleyiciler polis tarafından salondan çıkarıldı. İçeride kalan sanık Yakup Şenocak ve avukatı, mahkeme başkanıyla konuştu ancak ne dedikleri anlaşılmıyordu. Kapası kapatılan duruşma salonunda sanık ve avukatı ile polisler kaldı.
HDP Milletvekili Serpil Kemalbay adliye önünde davaya ilişkin basın emekçilerine açıklamalarda bulundu. Hâkim ve savcıların giriş yaptığı kapıdan çıkarılan sanık polis Yakup Şenocak ise 6 çevik kuvvet polisinin korumasında adliyenin girişindeki polis odasına götürüldü.