29 Kasım 2024 tarihli duruşma

İlgili Dava:
Sadeddin Özbahçeci Davası
İlk Duruşma Tarihi:
18 Ocak 2018
Dava Mahkemesi:
Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesi
Dava Dokümanları:
Sanıklar:
Zülfü Demircan, Yaşar Karabay, Seyit Ali Yılmaz
Maktuller:
Sadeddin Özbahçeci

29 Kasım 2024 tarihli duruşma

Deniz Tekin– 29 Kasım 2024

Mahkeme: Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesi

Dosya No: 2020/377 Esas

Mardin’in Derik İlçesinde 9 Nisan 2016’da ihbar üzerine özel harekât polisleri “silah kaçakçısı” olduğu ileri sürülen Celal Mercen’in kullandığı aracı takip etti. Polisler, dur ihtarına uymadığı belirtilen araca silahla ateş etti. Bu sırada aracı durdurmak için yola çıkan polis memuru Ahmet Benli, vücuduna isabet eden mermiler nedeniyle hayatını kaybetti. Polisin takip ettiği Celal Mercen’in aracı Derik Üçyol mevkiinde kaza yaptı. Yardım için kaza yapan aracın yanına giden köylülere polisin ateş açması sonucunda Sadeddin Özbahçeci hayatını kaybetti. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, olaydan 2 yıl sonra soruşturmayı tamamlayarak,  Celal Mercen için “Kişiyi Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Öldürme”, sanık polis memurları Zülfü Demircan, Yaşar Karabay, Seyit Ali Yılmaz hakkında ise “Ölüme Sebebiyet Verecek Şekilde Kasten Yaralamak” suçlarından iddianame hazırladı. Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 2020 yılında Celal Mercen’e “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası verdi. Mahkeme sanık polisler Zülfü Demircan, Yaşar Karabay, Seyit Ali Yılmaz’ın olayda yasal silah kullanma yetkisini kullandığı gerekçesiyle oy çokluğuyla, "ceza verilmesine yer olmadığına" kararı verdi. Katılan avukatı ve dava savcısının istinaf başvurusu üzerine Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle esastan bozdu.  Sanık polislerin “Olası kastla ölüme neden olma” suçundan yargılanmalarını isteyen Mahkeme, sanık Celal Mercen’in de tahliyesine karar verdi.  İstinaf Mahkemesinin bozma kararı sonrasında yeniden başlayan Sadeddin Özbahçeci davasının 11. Duruşması 29 Kasım 2024 tarihinde Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşma Öncesi 

Mardin Adliyesi girişindeki iki polis arama noktasından geçtikten sonra binaya girebildim. Giriş katta bulunan duruşma salonunun önünde Sadeddin Özbahçeci’nin oğlu İrfan Özbahçeci ile kardeşi Tahsin Özbahçeçi bekliyordu. Katılanlarla tokalaştıktan sonra salonun yanındaki banklarda oturarak duruşmayı beklemeye başladım. Salon kapısının yanındaki panoda duruşma listesi asılı değildi.

Oturduğumuz yere gelen mübaşir, yoklama için katılan Tahsin Özbahçeci ve İrfan Özbahçeci'nin kimliklerini istedi. Kısa bir süre sonra tekrar gelen mübaşir, bu kez Tahsin Özbahçeci’ye daha önce tanık olarak dinlenip dinlenmediğini sordu. Katılanlar vekili Av. Muhlis Oğurgül, Özbahçeci’nin daha önce tanık olarak dinlendiğini ancak müşteki olduğunu söyledi. Saat 09.15’te görülmesi kararlaştırılan duruşma 35 dakikalık gecikmeyle saat 09.50’de başladı.

Duruşmaya Katılım 

Katılanlar İrfan Özbahçeci ve Tahsin Özbahçeçi ile vekilleri Av. Muhlis Oğurgül salondaki yerlerini aldı. Tutuksuz yargılanan sanık özel harekat polis polisleri Zülfü Demircan, Yasar Karabay ve Seyit Ali Yılmaz duruşmaya katılmadığı için sanık sandalyesi boştu. Sanık Yaşar Karabay’ın müdafii Av. Melike Irmak Kurt, sanık Zülfü Demircan’ın müdafii Av. Zeynel Akpınar da salondaki yerlerine geçti. Duruşmayı basından Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri izledi. 

Duruşmanın Seyri 

Mahkeme heyetinin oturduğu yer avukatlar, sanık, katılan ve izleyiciler için ayrılan yerden çok yüksekteydi. Heyet üyesi bir hakim cübbesini giymemişti. Duruşmaya gelenlerin isimlerini tutanağa geçiren Mahkeme Başkanı, katılanlar vekili Av. Muhlis Oğurgül’e dönerek, Tahsin Özbahçeçi’nin mahkeme kayıtlarında tanık sıfatıyla kaydedildiğini söyledi. Av. Oğurgül ise “Maktulün kardeşi olması onun suçtan zarar gördüğünü göstermez mi? Biz katılan olarak kaydedilmesini talep ediyoruz, takdir sizindir?” dedi. Bunu değerlendireceğiz diyen Mahkeme Başkanı, sanık polis memurları Zülfü Demircan, Yasar Karabay ve Seyit Ali Yılmaz’a tahsis edilen silahlar ile olay yerinde bulunan boş kovanların karşılaştırılması için Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen cevabı tutanağa geçirdi. Yazıda, istenilen bir kısım silahların mahkemeye gönderildiği ve bunların adli emanete kaydedildiği belirtildi. 

"8-9 Yıldır Süren Bu Davanın Bir An Önce Sonuçlanmasını İstiyorum"

Ardından söz sanık avukatları Melike Irmak Kurt ve Zeynel Akpınar, bu aşamada bir diyeceklerinin olmadığı, dava dosyasındaki eksiklerin giderilmesini istedi. Ardından söz alan katılan İrfan Özbahçeci, davanın 8-9 yıldır sürdüğünü belirterek, “Bu davanın bir an önce sonuçlanmasını istiyorum. Şikayetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum” dedi. Mahkeme Başkanının “Babanı kim vurduysa ondan mı şikâyetçisiniz?” sorusuna Özbahçeci, "evet" cevabını verdi.  Mahkeme Başkanı, katılanlar için ayrılan bölümde oturan Tahsin Özbahçeçi’nin ise beyanını almadı. 

"Kolluk Müzekkere Cevaplarını Geciktirerek Yargılamanın Uzamasına Sebebiyet Veriyor"

Av. Muhlis Oğurgül, katılanlar için ayrılan bölümde oturan Tahsin Özbahçeçi’nin maktulün kardeşi olması nedeniyle suçtan zarar gördüğünü hatırlatarak, bu nedenle davaya katılan sıfatıyla yer almasını ve UYAP’taki 'tanık' sıfatının 'katılan' olarak değiştirilmesini istedi. Oğurgül, çok uzayan davada ciddi bir ilerleme sağlanamadığına dikkat çekerek "Kolluk, Mahkemenin yazdığı müzekkerelere çok geç cevap veriyor. Bu sistematik hale geldi. İstinaf Mahkemesi 2020 yılında verdiği bozma kararının üzerinden 4 yıl geçti. Halen bu davada bir sonuca varılmış değil. İstinaf Mahkemesinin bozma ilamında belirtilen eksikliklerin sadece iki tanesi faillerin kişileştirilmesine yöneliktir. Diğerleri ise hukukçuların tartışması gereken kast, olası kast ayrımına ilişkindir. Maalesef 2020 yılında verilen bozma kararı üzerinden geçen 4 yıllık sürede bu iki eksiklik halen tamamlanmış değil. Silahların incelenmesi, yeniden kriminale gönderilmesi bir yana, dosyanın bu kadar uzaması adil yargılama hakkının ihlalidir.  Biz burada kolluk görevlilerinin keyfi bir şekilde müzekkere cevaplarını geciktirerek yargılamanın uzamasına sebebiyet verdiklerini düşünüyoruz. Bu nedenle mahkemenin kolluğa ve diğer kurumlara yazılacak müzekkerelere cevap verilmesi için bir süre, tarih belirtmesini talep ediyoruz. Yoksa müzekkerelere dönüş aylar sürüyor” dedi. 

‘Olası Kastla Öldürme Suçunu İşledikleri Sabit Olan Sanıklar 8 Yıl Dışarıda Geziyor’

Bu olayda masum bir insanın katledildiğini vurgulayan Oğurgül, bu suçu işleyen kolluk görevlilerinin ise görevlerinin başında olduğuna, normal yaşantılarına devam ettiğine dikkat çekti. Oğurgül "Bu durum müvekkillerde haklı olarak bir siteme, öfkeye sebebiyet vermektedir.  İstinaf Mahkemesi kararında sanıkların bu suçu olası kastla işledikleri ortada. Olası kastla öldürme suçunu işledikleri sabit olan sanıklar 8 yıldır dışarıda geziyor. Aile de acısıyla baş başa bırakıldı. Mahkeme bu davada karar verinceye kadar sanıklar hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını, dosyanın bir an evvel tamamlanarak karara çıkarılmasını talep ediyoruz” dedi.  

İddia makamı ise dosyaya gelen bilgi ve belgelere karşı bir diyeceğinin olmadığını belirterek, dosyadaki eksiklerin giderilmesini istedi.

Ara Kararlar 

Mahkeme heyeti, duruşmaya ara vermeden kararını açıkladı.  Mahkeme, Tahsin Özbahçeçi’nin kardeşinin öldürülmesinden doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle katılma talebini reddetti. Mahkeme celse arasında dava dosyasındaki eksiklerin tamamlaması halinde dosyanın esas hakkındaki mütalaayı hazırlaması için savcıya gönderilmesine, mütalaanın hazırlanması durumunda celse arasında taraflara gönderilmesine karar verdi ve fakat katılan avukatının tutuksuz yargılanan sanık polisler hakkında adli kontrol tedbiri uygulanması yönündeki talebine dair ara karar kurmadı. 

Mahkemenin aldığı diğer ara kararlar şöyle : 

  • Emniyet Genel Müdürlüğü 'ne müzekkere yazılmak suretiyle 34 Numaralı Merkez Kuvvet kayıt defterine kayıtlı devlet malı tabanca olan 9 mm çaplı, T1102-07U20256 seri numaralı Sarsılmaz Kılınç 2000 Mega tabancanın incelenmek üzere mahkemeye ivedilikle gönderilmesinin istenilmesine, yargılamanın uzun süredir devam ediyor olması nedeniyle daha fazla gecikmeye ve mağduriyete sebebiyet verilmemesi açısından söz konusu müzekkereye olumlu bir şekilde ve ivedilikle cevap verilmesi noktasında gerekli hassasiyetin gösterilmesinin istenilmesine,
  • Müzekkere ekine; "CMK 332 maddesi uyarınca yazımıza on gün içinde cevap verilmesi zorunlu olup, eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkansız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirmelidir. Aksi halde sorumlular hakkında Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesine aykırılıktan adli işlem yapılacaktır." şerhinin eklenmesine,
  • Cevap geldiğinde; Temin edilen/emanete alınan silahlarla birlikte emanette bulunan kovanların ve mermi çekirdeklerinin Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'ne gönderilerek; olay yerinden ele geçirilen boş kovan ve çekirdeklerin sanıklara ait silahlardan atılıp atılmadığı, atıldı ise hangi silahtan atıldığı hususunda kriminal inceleme yaptırılmasına karar verildi. 

Duruşma Sonrası 

Mahkeme Başkanı: Müzekkerelere Geç Cevap Verilmesini Biz de Anlamlandıramıyoruz

Ara karar yazıldıktan sonra Mahkeme Başkanı, katılanlar ve avukatına dönerek "Açıkçası biz de bu durumdan rahatsızız. Yazdığımız müzekkerelere geç cevap verilmesini biz de anlamlandıramıyoruz. İstanbul Adli Tıp Kurumu’na yazıyoruz, silahları toplamaları için, cevap gelmiyor. İstanbul bize bir silah gönderecek, arıyor 'bunu nasıl göndereceğiz' diye soruyor. Garip, anlamlandıramıyoruz. Bu çok uzuyor. Mağduriyeti biz de görüyoruz. Haklısınız, failin tespitini istiyorsunuz. Ama maalesef daha silahların tamamını da toplayamadık. Silahlardan biri Ankara'ya gitmiş. Şimdi gelecek, silah ile çekirdek karşılaştırması yapılacak. Belki de başka bir silahtır. Bilmenizi isterim ki biz de rahatsızız. Bir an önce bu sürecinin sona ermesini en az sizin kadar istiyoruz” dedi. 

Av. Muhlis Oğurgül ise cevaben “Kolluk görevlilerinin yargılandığı davalarda biz de bunu sürekli görüyoruz. Bu cezasızlık politikasının bir sonucudur.” cevabını verdi.