Hafıza Merkezi – 14 Eylül 2021
Mahkeme: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2021/264
Diyarbakır Merkez Yenişehir İlçesi Şehitlik Mahallesi’ndeki Sümerpark’ta 14 Nisan 2019 tarihinde ensesine sıktığı tek kurşunla Recep Hantaş’ı öldüren sanık polis memuru Kazim Bozkurt’un “olası kastla öldürmek” suçlamasıyla 18 yıldan 25 yıla kadar hapis yargılandığı Recep Hantaş Davasının ilk duruşması 14 Eylül 2021 Salı günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi
Polis kurşunuyla hayatını kaybeden Recep Hantaş cinayetinin 2 yıldan uzun süredir devam eden soruşturması ardından görülecek olan davanın ilk duruşmasını izlemek üzere geldiğim Diyarbakır Adliyesi önünde çevik kuvvet polisleri ve zırhlı araçlarını gördüm. İki ayrı arama noktasından geçtikten sonra adliye binasına girebildim. Duruşmanın görüleceği Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki banklarda “güvenlik” önlemi için geldiğini düşündüğüm çok sayıda sivil ve çevik kuvvet polisinin oturduğunu gördüm. Salonun yan tarafındaki panoya asılan duruşma listesine baktığımda Recep Hantaş duruşmasının saat 10.00’da görüleceği yazıyordu. Bunun üzerine Adliye binasında avukatlar için ayrılan kısma geçerek duruşma saatini beklemeye başladım. Davanın görüleceği saate yakın tekrar salonun önünde geldiğimde Recep Hantaş’ın kardeşlerinin salonun yanındaki banklarda oturduğunu gördüm. Karşılarındaki banklarda ise sivil polislerin etrafında etten duvar ördüğü sanık polis memuru Kazim Bozkurt oturuyordu. Sanık takım elbise ile duruşmaya gelmişti. Recep Hantaş’ın kardeşleri, sanık polisin karşılarında oturmasına tepki göstermesi üzerine sanık, sivil ve çevik kuvvet polisleri eşliğinde başka bir yere götürüldü. Duruşmanın görülmesine yakın tekrar salonun önüne getirildi. Yaklaşık 1 saat 25 dakikalık gecikmenin ardından duruşma başladı.
Duruşmaya Katılım
Duruşmaya katılmak için gelen Recep Hantaş’ın ağabeyleri müşteki Efe Hantaş salona alınırken, Mehmet Şah Hantaş, Ferit Hantaş ve kardeşi Ayşegül Günenç Hantaş ise Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirler gerekçe gösterilerek salona alınmadı. Efe Hantaş’ın vekili avukat Mehmet Öner ve sanık Kazim Bozkurt ile avukatı Mustafa Demir salondaki yerlerini aldı. Salonda katılan taraf için ayrılan bölümde bir çevik kuvvet polisi ve iki sivil bulunuyordu.
Duruşmanın Seyri
Gazeteci olduğumuzu ve duruşmayı izlemek istediğimizi söylediğimiz mübaşir mahkeme başkanı ile konuştuktan sonra salonda izleyiciler ayrılan bölüme sadece beni ve Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirini aldı. Bizi salona aldıktan sonra kimsenin salona girmemesi için kapıyı üzerimize kilitledi. Salona girdikten sonra Mahkeme Başkanı, duruşma sırasında not alabileceği ancak ses veya görüntü kaydı almanın yasak olduğu konusunda bizi uyardı. Ardından Mahkeme Başkanı duruşmaya katılan tarafların yoklamasını yapıp isimlerini hızlıca tutanağa geçirdikten sonra sanık polisin kimlik tespitine geçti. İddianame özetlendi ve sanığın savunmasına geçildi.
Sanık Polis: Geri Çekildim ve Yere Doğru Sıktım
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli olduğunu söyleyen sanık polis olay sırasında Diclekent semtinde olduklarını, kendilerine anons yapılması üzerine olay yerine gittiklerini belirtti. Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı polis ekiplerinin kendilerinden önce olay yerine geldiğini ifade eden sanık, parkta yoğun bir şekilde uzun namlulu silah sesi duyması üzerine polis meslektaşlarının çatışmaya girdiği düşündüğünü savundu. Parka girdiklerinde yüzü kapalı ve elinde bir cisim olan bir kişinin kendilerine doğru koştuğunu ancak elindeki cismin silah olup olmadığını bilmediğini ileri süren sanık “Şahsa ‘Dur, polis!’ dedim. Bana ‘bomba bomba’ demesi üzerine geri çekildim ve yere doğru sıktım. Elimde MPT5 piyade tüfeği vardı. Şahıs daha sonra Engin komisere doğru gitti. Bu sırada Engin komiserden ‘ahhh’ sesi duydum. Ateş ederken yerin kaygan olması nedeniyle yalpaladım ancak yere düşmedim. Diğer arkadaşlara zarar vereceğini düşündüm. Çünkü ‘bomba’ demişti. Şahsı yakalamaya yönelik koştum. Koşarken ateş etmedim. Sahsın önümde düşer vaziyette olduğunu gördüm. Başına gittiğimde yanında bir satır, eldivenli ve yüzü kapalı haldeydi. Olay bu şekilde meydana gelmiştir. Üzerine atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
‘Ateş Etmeye Çalışırken Yerin Kaygan Olması Nedeniyle Yalpaladım!’
Savunmanın ardından çapraz sorguya geçildi. Mahkeme başkanı olay anına ilişkin görüntüler üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporlarda, hedef alarak ateş ettiği şeklinde tespitler bulunduğunu söylemesi üzerine sanık polis, “Kesinlikle şahsın geldiği yöne doğru hedef alarak ateş etmedim. Şahsın ‘bomba bomba’ demesi üzerine durması için yanına yere doğru ateş ettim. Hedef alarak ateş etmedim. Olay nedeniyle üzgünüm. Aileye sabır diliyorum. Olay nedeniyle ben de mağdur oldum. 1 yıl açıkta kaldım. Tutuklandım. 30 yıllık polis memuruyum. Ateş etmeye çalışırken yerin kaygan olması nedeniyle yalpaladım ancak yere düşmedim. Havaya doğru ateş ettim.”cevabını verdi.
Müşteki Avukatı: Orada Mermi Çekirdeği Aradınız
Müşteki avukatı Mehmet Öner, olay anına ilişkin görüntü kayıtlarında, olay yerinde bulunan bütün polislerin çimlerde bir şey aradığına dikkat çekip, “tahminen orada mermi çekirdeği aradınız” yorumunda bulunup böyle bir yetkilerinin olup olmadığını sordu. Sanık polis, kesinlikle böyle bir arama yapmadıklarını, olay yerine müdahale etme yetkilerinin olmadığını söyledi.
Müşteki Efe Hantaş: Kardeşim Kendi Halinde Bir İnsandı
Ardından söz alan sanık avukatı Mustafa Demir, dava dosyasına giren belgelerde yer alan aleyhteki hususları kabul etmediklerini belirterek, olay anına ilişkin görüntüler izlendiğinde müvekkilinin yere doğru bir el ateş ettiğini savundu. Müşteki Efe Hantaş ise beyanında olay günü polislerin kendisini arayarak kardeşinin bir kavgaya karıştığını yoğun bakımda olduğunu söylediğini ifade ederek “Hastaneye gittiğimde polisler beni bir köşeye çekti. Recep ile akrabalık bağım soruldu ve beklemem istendi. Ben de şüphelendim. Daha sonra doktor gelip oradaki polis memurlarıyla görüştü” dedikten sonra sözünü kesen mahkeme başkanı şikayetçi olup olmadığını sordu. Efe Hantaş, “Şikâyetçiyim. Davaya katılma talebim var. Kardeşim kendi halinde bir insandı. Hurdacılık yapıyordu. Hurdayı bıraktıktan sonra yorulmaları nedeniyle parka gidip dinleniyor. Her zaman gece geç saatlere kadar dışarda kalıyordu” dedi. Efe Hantaş, annesinin duyma ve işitme engelli olduğunu, babasının da hayatını kaybettiğini söyledi.
Tanık Polis: Olayın Yaşandığı Yer Çok Sıkıntılı
Ardından E. K. isimli polis duruşmada tanık olarak dinlendi. Olay günü TEM Şube Müdürlüğü’nde Grup Amiri olduğunu belirten tanık, olay yerine geldiklerinde silah sesleri duyduklarını, parka doğru hareket ettiklerinde elinde bir cisim bulunan bir kişinin kendilerine doğru koşması üzerine “Dur” ihtiranda bulunduklarını söyledi. Silahını çıkarıp tam ateş edeceği sırada eline bir şey değdiğini ve bağırdığını ileri süren tanık, Recep Hantaş’ın sanık polis Kazim Bozkurt’a doğru koştuğu sırada “Bomba bomba” diye bağırdığını kendisinin arkadan Recep Hantaş’ın ayaklarına doğru ateş ettiğini belirtti. Recep Hantaş kendilerine koştuğu sırada sanık polisin ne yaptığını ve kimin nereye ateş ettiğini görmediğini iddia etti. Tanık, olay yeri inceleme ekipleri gelene kadar olay yerinde herhangi arama yapılmadığını söyledi. Tanık son olarak, olayın yaşandığı Şehitlik semtinin “çok sıkıntılı” bir yer olduğunu, sık sık polise yönelik el yapımı patlayıcı saldırıları olduğunu ve her ay bu olaya benzer olayların yaşandığı öne sürdü.
Sanık avukatı Mustafa Demir ise olay yaşandığı yeri güvenlik açısından “sıkıntılı” olduğunu, bu bölgede sık sık EYP’li saldırılar yaşandığı için buraya TEM polislerin sevk edildiğini savundu.
İddia makamı mütalaasında, dava dosyasına giren belgelere, müşteki, tanık ve sanık beyanlarına karşı bir diyeceklerinin olmadığını yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme Başkanı ara karar için duruşma ara vereceğini söylediği sırada müşteki avukatı Mehmet Öner, sanığın tutuklanmasına yönelik beyanda bulanacağını söyledi. Mahkeme Başkanı, “bunu daha önce yazılı olarak bildirmiştiniz”demesine üzerine müşteki avukatı Öner tekrar talepte bulanacağını belirtti.
Müşteki Avukatı Öner: Bomba Sözleri Yalandır
Soruşturmanın başından beri ciddiyetle yürütülmediğini belirterek dosyada bulunan iki şüphelinin TEM Şubede görevli ve soruşturmayı yürüten üç savcının da TEM Büroda (Terör Suçları Soruşturma Bürosu) görevli olduğuna dikkat çekerek, sanık polisin kamuoyunun tepkisi nedeniyle tutuklandığını söyledi. Sanık polis tutuklandıktan sonra yapılan aylık tutukluk incelemesinde sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildiğini hatırlatan Öner, bundan beş gün sonra sanığın tutukluluğuna devamı yönünde mütalaa veren savcının bu kez sanığın serbest bırakılması yönünde mütalaa hazırlayarak sulh ceza hakimliğine göndermesi üzerine sanığın tahliye edildiğine işaret etti. Diyarbakır Adliyesinde yıllarca avukatlık yapmalarına rağmen böyle bir duruma şahit olmadıklarını vurgulayan Öner, “Sanığın tahliye edilmesinde bir anormallik var. Sanık hakkında yapılan disiplin soruşturmasında oy birliğiyle ceza verilmeyeceğine dair karar veriliyor” dedi. Sanık ve tanığın ifadesinde “Bomba” sözlerinin yalan olduğunu, bunun ifadelerde söylem birliği oluşturulması için söylendiğine dikkat çeken Öner, “Bomba olduğu söylenen biri o kadar polisi koşarak geçmiş, somut tehlike bitiyor, Kimseye yönelik bir eylemde bulunmamış, (Recep Hantaş) yanında bomba veya tabanca olsaydı bunu yapardı. Ortada ensesine giren tek bir kurşun ölen biri var. Sadece 1 aylık tutuklama durumu var. Basit bir şüphe nedeniyle müvekkillerimiz yıllarca tutuklu. ATK raporunda sanığın nişan alarak ateş ettiğini söylüyor. Burada kasten öldürülen bir kişi var. Sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz” diye belirtti.
Ara Kararlar
Duruşmaya verilen kısa bir aranın ardından alınan ara kararlar şöyle;
- Müşteki vekilinin sanığın tutuklanmasına ilişkin talebinin dosyadaki delil durumu nazara alınarak bu aşamada reddine,
- Tanıklar M.S. ve R. Y. hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine,
- Tanıklar A. U., H. S. S., R.E., M. Ö., M. U., S. E.’ın adreslerinin bildirilmesi amacıyla gerekli işlemlerin yapılmasına,
- Müştekinin suçtan zarar görme ihtimaline binaen katılma talebinin kabulüne,
- Olay yerinde 04 Ekim 2021 gün saat 13.00’de keşif yapılarak, keşif yerinde olay yeri inceleme uzmanı, balistik uzmanı, fen bilirkişisi, sanık Kazim Bozkurt ve tanık Ergin Köküm’ün hazır edilmesine,
- Bu nedenle duruşmanın 09 Kasım 2021 günü saat 10.20 bırakılmasına karar verildi.