Recep Hantaş, Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki Sümerpark’ta polis kurşunuyla hayatını kaybetti.
Pazar gecesi yaşanan olay ile ilgili mahkemeye sevk edilen iki polisten biri tutuklandı, diğeri ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Diyarbakır Valiliği’nin açıklamasında, Hantaş’ın ihbar üzerine Sümerpark’a gelen polislerin “üzerine doğru koştuğu”, ‘dur’ ihtarı ve uyarı atışına rağmen durmadığı için “vurularak etkisiz hale getirildiği” öne sürüldü.
Recep Hantaş’ın ağabeyi Efe Hantaş ise, kardeşinin vurulması ve valilik açıklaması arasında çelişkiler olduğunu savunuyor.
Valilik yaptığı basın açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:
“Yüzleri maskeli 2 şahsın girdiği yönünde alınan 155 ihbarına istinaden, ekiplerimizce park içerisinde yapılan araştırma sırasında iki şahsın görevlilerimizin üzerine doğru koşarak gelmesi üzerine ‘dur’ ihtarı yapılmıştır.
“İhtara uyan R.Y. isimli şüpheli şahıs teslim olmuş ancak diğer şüpheli şahıs R.H. kaçmaya devam etmiştir. Durması için uyarı atışı yapılmış ancak şüpheli şahıs durmamış ve vurularak etkisiz hale getirilmiştir. Olay yerinde yapılan incelemede; maktulün yakınında 1 adet Kuru Sıkı Tabanca, Boş Kovanlar, Nüve ve Gömlek parçaları elde edilmiştir.”
Efe Hantaş ise kardeşinin dün akşam saat 9 gibi evden çıktığını ve gece eve dönmediğini, hastanedeyken kardeşinin öldüğünü öğrendiklerini söylüyor.
Ağabey Efe Hantaş sözlerine şöyle devam ediyor:
“Polis sabah bir başka şehirde inşaat işinde çalışan kardeşimi polis aramış, Recep’in hastanede olduğunu ve durumun acil olduğunu söylemiş. Hastaneye gittim, polis ablukası vardı, bilgi almaya çalıştım ama bir saate kadar polis bana bilgi vermedi.”
Otopsi işleminden Recep’in öldüğünü öğrendiklerini söyleyen Efe, polisin kendilerine kardeşinin yanlışlıkla vurduğunu söylediğini aktarıyor:
“Kardeşimin durumuyla ilgili bilgiyi otopsi işleminden sonra verdiler ve polis bize Recep ile arkadaşı parkta otururken gelen bir ihbar üzerine operasyon yapıldığını, o sırada yanlışlıkla Recep’ i vurduklarını söyledi.”
Efe Hantaş, kardeşinin polisin üzerine doğru koştuğu sırada vurulduğu iddiasına da inanmadığını söyleyerek “Polis bize anlattığı açıklama ile valilik açıklaması birbirini tutmuyor. Kardeşim parkta oturuyormuş. Nasıl maskeli oluyor, sizin üzerinize koşuyorsa eğer, nasıl ensesinden vuruluyor anlamıyorum” diyor.
‘Amacınız Uyarmaksa Neden Kafasına Sıktınız?’
Hantaş “Kardeşimin vücudunda dört kurşun yarası var. Bir kurşun sıkarsan etkisiz hale gelir ama iki kurşunu kafasından birini göğsünden birini bacağından yemiş. Eğer amacınız uyarmaksa neden kafasına sıktınız” diye soruyor.
Efe Hantaş, kardeşinin daha önce de polis tarafında sık sık kimlik kontrolüne tabi tutulduğunu söylüyor, polisin kardeşini izlediğini ve onu tahrik ettiğini iddia ediyor.
“Kobani olayları döneminde bir kardeşim Suriye’de IŞİD’e karşı savaşırken öldü. Ondan sonra kardeşim de sık sık polis kontrolüne tutuldu. GBT kontrolünde ona hep ‘siz hepiniz teröristsiniz’ dediklerini, zaman zaman hakaret ettiklerini söylüyordu.”
Valilik açıklamasında Recep Hantaş’ın UYAP sorgusunda hırsızlık, resmi belgede sahtecilik, yaralama ve konut dokunulmazlığı gibi suçlardan çok sayıda kaydı olduğu belirtiyor.
Efe Hantaş, kardeşinin hurdacılık yaptığını, kendisine getirilen hurdalar arasında zaman zaman hırsızlık mallarının çıktığını, bu yüzden hırsızlık şüphesiyle gözaltına alındığını söylüyor:
“Kardeşim hurdacılık yapardı, hurdaya çıkardı, Birkaç defa ona hurda getirenler hırsızlık malları getirmiş. Bu yüzden hırsızlık şüphesiyle gözaltına alındı. Ama terörle ilgili hiçbir dosyası ya da bağlantısı yok. Bize gelen bilgiye göre terörle bağlantısı olduğunu iddia ettikleri ve gözaltına aldıklarını söyledikleri R.Y şahıs da serbest bırakılmış. O şahsı tanımıyorum ama, açıklamada onun terörle bağlantısı olduğunu iddia etmişsiniz, madem öyle onu neden serbest bırakıyorsunuz?”
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü, Ayşe Acar Başaran bir açıklama yayınlayarak “Polis ajanlaştıramadağını göz göre göre katletmiştir” iddiasını öne sürüyor.
Recep Hantaş’ın cenazesinin abisine teşhis ettirildikten sonra, ailesi dışında kimsenin cenaze törenine katılmasına izin verilmeden defnedildiğini söyleyen Başaran’ın açıklaması şöyle devam ediyor:
“Aile bireyleri yaptıkları açıklamada, çocukları üzerindeki polis tacizinin süreklilik arz ettiğini, polisin sürekli GBT yapıp, “siz teröristsiniz, siyasi şeylere girmeyin, hırsızlık yapın, bu tür işlere karışan arkadaşlarınızı söyleyin, biz sizi koruruz” şeklinde baskı yaptığını beyan etmiştir. Polis ajanlaştıramadığı genci göz göre göre katletmiştir.”