Deniz Tekin – 14 Mayıs 2019
Mahkeme: Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2017/ 495 Esas
Diyarbakır Merkez Yenişehir İlçesinde 10 Şubat 2013’te bir gösteriye yapılan polis müdahalesi sırasında 19 yaşındaki Şahin Öner’i Shortland tipi zırhlı araçla ezerek öldüren aracın sürücüsü polis memuru Selahattin Korkmaz’ın ‘’kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılandığı Şahin Öner Davası’nın 7. duruşması 14 Mayıs 2019 Salı günü Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti.
Duruşma Öncesi ve Davaya Katılanlar
Mahkemenin taraflara gönderdiği duruşma celbinde saat 09.15’te başlayacağı belirtilen duruşmayı izlemek üzere sabah erkenden Diyarbakır Adliyesi’ne geldik. Adliye binası çevresindeki rutin güvenlik önlemleri dışında adliye bahçesinde polisler ve zırhlı araçlar görünmüyordu. İki ayrı arama noktasından geçip GBT sorgulamasından geçtikten sonra adliye içerisine girdim. Adliyenin giriş katının sol tarafındaki ağır ceza duruşma salonlarının bulunduğu koridorun sonunda; hakim, savcı ve avukatların giriş yaptığı kapının yanında bulunan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunun önüne geldim. Salonun karşısındaki banklarda oturan birkaç insan dışında henüz kimsenin adliyeye gelmediğini gördüm. Mahkeme salonunda ise mübaşir ve temizlik yapan görevliler dışında kimse yoktu. Bunun üzerine adliyede avukatlar için ayrılan kısımda bekleyerek duruşma saatinin gelmesini bekledim. Saatin 09.00 olmasıyla birlikte duruşma salonunun önüne gittim. Salonun biraz ilerisinde daha önceki duruşmalarda olduğu gibi bu duruşma öncesinde de davayı izlemek için gelen Şahin Öner’in Babası Mehmet Şirin Öner ve oğlu Mehmet Öner’in duruşma salonun karşısındaki banklarda oturduğunu gördüm. Kısa bir tokalaşma ve hal hatır sormanın ardından ailenin avukatı Av. Abdullah Zeytun ve Diyarbakır Barosu Hukuk Komisyonu üyesi Av. Sidar Avşar da davayı takip etmek için duruşma salonunun önüne geldi. Buradaki kısa bir bekleyişin ardından duruşma listesinde 4. sırada olan ve başlama saati 09.15 olan Öner davası 25 dakikalık bir gecikmeyle saat 09.40’ta başladı.
Duruşma salonunda mahkeme başkanının koruma polisi dışında güvenlik için herhangi bir polis yoktu. Davaya Şahin Öner’in babası Mehmet Şirin Öner, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun, Diyarbakır Barosu Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Sidar Avşar katıldı. Öner’in kardeşi Mehmet Öner ise duruşmayı salonun izleyici kısmında izledi. Davanın başından beri duruşmalara katılmayan sanık polis Selahattin Korkmaz’ın bu duruşmaya da katılmadığını gördüm. Sanık avukatı Av. İbrahim Kaygusuz ise mahkemeye mazeret göstererek duruşmaya katılmadı. Davayı takip etmek için gelen herhangi bir gözlemci ya da gazeteci yoktu. Dava başladıktan kısa bir süre sonra salona resmi giyimli bir polis ile sivil polis olduğu düşünülen bir kişi girdi ve izleyici kısmına giderek duruşmayı izledi.
Duruşmaya İlişkin İzlenimler
Duruşma salonuna girdiğimizde mahkeme başkanı hızlıca Şahin Öner Davası’ndan önce görülen başka duruşmanın ara kararını katibe yazdırıyordu. Mahkeme başkanın aceleci hali sözlerine ve vücut diline de yansıyordu. Diğer davanın ara kararı yazıldıktan 5 dakika sonra duruşma başladı.
Mahkeme başkanı olay yerine keşif yapılması için Öner’in yaşamını yitirdiği tarihe benzer hava koşullarına hangi tarihte olabileceğine ilişkin Kandilli Rasathanesi’nin gönderdiği yazıyı ve celse arasında sanık polisin tutuklanması ve soruşturmanın genişletilmesi taleplerini de içeren katılan tarafının mahkemeye gönderdiği dilekçeyi okuyarak tutanağa geçirtti. Ardından davaya ilişkin beyanda bulunmaları için katılan tarafa söz verdi. İlk sözü alan baba Mehmet Şirin Öner daha önceki duruşmalarda söylediği beyanları tekrar ettiğini belirterek, sanık polis memurunun tutuklanmasını talep etti. Ancak mahkeme başkanı avukatlara söz verdiğini söyleyerek Öner’in beyanlarını tutanağa geçirmedi.
“Davanın Başından Beri Sanığın Yüzünü Göremedik”
Ardından söz alan katılan avukatı Av. Abdullah Zeytun, sanık polis memurunun tutuklanması talebiyle duruşma arasında verdikleri talep dilekçesindeki beyanları tekrar ettiğini ifade ederek, şunları söyledi: “An itibariyle dosyada eylemin üzerinden 6 yıl 3 ay geçmiştir. Biz daha şüpheli polisin yüzünü göremedik. Gerek 4 yıldır süren davanın soruşturma aşamasında gerekse de 2 yıldır devam eden kovuşturma aşamasında biz şüpheli polisin tutuklanması ve kovuşturmanın diğer işlemleri ve verdiği ifadeyle ilgili sorularımızı sormak için sanık polisin mahkeme huzuruna çıkarılması gerektiğini belirtmekteyiz. Bu tutumu hukuka aykırı bulmakla birlikte biz müşteki tarafın hukuka ve mahkemeye olan inancını sarstığını da belirtmek isteriz. Olayın üzerinden 6 yıl 3 ay geçmesine rağmen bu davada yargılanan sanık davaya katılmak bir yana mahkemeye duruşmalara neden katılmadığına ilişkin bir gerekçe bile sunmamıştır. Sanığın bu davada mazeret bildirme yükümlülüğünden de kaçtığı aşikârdır. Biz sanığın duruşmalara katılmasını talep ediyoruz. Celse arasında vermiş olduğumuz dilekçede ayrıntılı beyanda bulunmuştuk. Olay sırasında maktulü hastaneye götürmek yerine karakola götüren diğer kolluk görevlileri ve olay günü görevli olan 112 Acil Servis eki çalışanlarının mahkeme huzurunda ayrı ayrı dinlenmesini talep ediyoruz. Bu kişilerin yüzyüzelik ilkesine uygun bir mahkemede ifadelerinin alınmasını talep ediyoruz. Tanık ve sanık hakkındaki maddi gerçeğin bu şekilde ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz.”
Sanık Polisin Tutuklanması Talep Edildi
Bu sırada araya girerek Av. Zeytun’un savunmasını kesen mahkemeye başkanı: “Daha önce bununla ilgili ara karar kurulmuş. Her duruşmada aynı beyanları söylüyorsun. Bunları biliyorum. Zaten celse arasında verdiğiniz dilekçede hepsi yazıyor, seri olun” diyerek Av. Zeytun’un savunmasını toparlamasını istedi. Buna tepki gösteren Av. Zeytun bu taleplerin davanın esası için önemli olduğunu belirterek savunmasının çok uzun sürmeyeceğini söyledi. Mahkeme başkanı da “Ben de toparlayın seri olun diyorum, başka bir şey demiyorum” dedi. Ardından savunmasına devam eden Av. Zeytun, “155 Polis imdat hattına olayı gören bir vatandaşın yaptığı ihbar çok önemli. Olay günü yapılan telsiz görüşme kayıtları çok önemli. 112 Acil Servis ile yapılan görüşmede sanığın maktulü ezdiği yönündeki beyan ortadadır. Otopsi raporu içerisindeki olaya ait travmalar ve yaralar gözetilerek sanığın suçu kasten işlediği açıktır. Bu nedenle sanığın derhal tutuklanmasını talep ederiz” dedi.
Duruşma savcısı, dava dosyasında gelen ve okunun belgeler ile duruşmadaki beyanlara karşı bir diyeceğinin olmadığını söyledi.
Ardından mahkemeye başkanı duruşmaya ara vermeksizin ara kararları yazdırdı. Kararlarda sanık polisin duruşmaya getirilmesi ve tutuklanması yönündeki talebe ilişkin bir şey belirtilmemesi üzerine Av. Zeytun ayağa kalkıp bu taleplerini hatırlattı. Bunun üzerine tutanağa bu taleplerin reddedildiği yazıldı.
Ara Kararlar
Yaklaşık 15 dakika süren duruşmada alınan ara kararlar şöyle:
- Olay yerinde tüm tanıklar, sanık ve bilirkişilerin katılımı ile 01/08/2019 günü saat 22.00’da keşif yapılması,
- Güvenlik önlemi alınması için keşfin tarih ve saatinin ilgili kolluk birimine bildirilmesine,
- Yapılacak keşif sonrası keşif tutanağı düzenlenip bilirkişi raporu dosyaya sunulduğunda sanığın eyleminin taksirle öldürme suçunu oluşturması ihtimaline karşı soruşturma aşamasında alınan ancak hüküm için yeterli görünmeyen bilirkişi heyeti dışında alanında uzman İTÜ Trafik Kürsüsü’nden bilirkişi raporu aldırılmak üzere talimat yazılmasına,
- Sanığın keşif mahallinde keşif tarih ve saatinde hazır olması için müdafine ihtarda bulunulmasına,
- Sanığın tutuklanması ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerine ilişkin daha önce karar verildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
- Bu nedenle yargılamanın 10/10/2019 günü saat 09.10’a bırakılmasına karar verildi.