Mahkeme: Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2021/80
3 Ekim 1993 tarihinde Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde “yasa dışı örgüte yardım ve yataklık” ettikleri iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucunda aynı aileden 9 kişinin yakılarak yaşamını yitirmesi ile ilgili Muş’ta açılıp güvenlik gerekçesiyle Kırıkkale’ye nakledilen davada 2016 yılında beraat kararı verilmişti. Yargıtay temyiz incelemesi ile 2021 yılında sanıklardan Bülent Karaoğlu hakkındaki beraat hükmünün bozulması sonucu Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlayan davanın ilk duruşması 21 Eylül 2021’de görüldü.
Yargıtay Bozma İlamı
Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan hakkında dava açılan Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Piyade Kıdemli Üstteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Jandarma Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan’ın 2016 yılında beraatine karar verilmişti.
26 Ocak 2021 tarihinde Yargıtay 1. Ceza Dairesi, temyiz edilen davayı inceledi ve sanıklar Turhan Nurdoğan, Hanifi Akyıldız ile Şerafettin Uz hakkında verilen beraat hükümlerinin onanmasına karar vermiş; sanıklardan Bülent Karaoğlu hakkında ise, tanık ve mağdur anlatımlarında olay günü Bülent Karaoğlu’nun “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” dediği, sanığın operasyonda en üst rütbeli olarak sorumlu olduğu gibi nedenlerle yangının sanık Bülent Karaoğlu’nun emir ve talimatları doğrultusunda meydana geldiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle beraat hükmü bozulmuştu.
Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Yargıtay İlamı 2021 yılının Mart ayında ulaştı ve mahkeme tensip (hazırlık kararları) ile ilk duruşmayı 21 Eylül 2021 tarihinde yapmaya karar verdi. Katılan vekillerinin zaman aşımı tehlikesini vurguladığı, duruşma tarihinin öne çekilmesi ve sanık Bülent Karaoğlu’nun Yargıtay ilamı dikkate alınarak tutuklanması talepleri 25 Ağustos 2021’de ret edildi. Duruşma 21 Eylül’de gerçekleşti.
Duruşma Öncesi
Duruşmanın yapılacağı 09.00 saatinden 15 dakika önce hazır olduğumuz Kırıkkale Adliyesinde 1. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunun önünde Öğüt ailesinden sağ kalan tek üye Aysel Öğüt ve diğer katılanlar Abdullah Öğüt, Adem Öğüt ve Nurullah Öğüt bekliyorlardı. Katılan vekilleri de adliyedelerdi. Bekleme alanında resmi giyimli polis bulunmuyordu. İnsan Hakları Derneği yönetici ve üyeleri ile Mezopotamya Ajansı muhabiri dışında davayı izlemeye gelen yoktu. Duruşma listesine baktığımızda ilk sırada olduğunu gördük ve az sonra mübaşir davanın taraflarını duruşma salonuna çağırdı.
Duruşma Salonunun Görünümü ve Duruşmaya Katılım
Duruşma salonu yeni inşa edilmiş Kırıkkale Adliyesinin büyük salonlarındandı. Duruşma salonuna girişte herhangi bir engelleme ile karşılaşmadık. Duruşmayı izlemeye gelen muhabirin bilgisayarla not almasına izin verilmemesi sorunu yaşansa da katılan vekillerinin mahkeme heyeti ile görüşmesi sonucu muhabirin yanına ses ve görüntü kaydı almaması için iki polis memuru oturtulmak suretiyle sorun çözüldü.
Mahkeme heyet başkanının Covid-19 salgını nedeniyle tıbbi maske üzerine siperlik takmasından dolayı söyledikleri izleyici sıralarından güçlükle anlaşılıyordu.
Yaklaşık 15 dakika geç başlayan duruşmaya tek sanık Bülent Karaoğlu sağlık mazereti nedeniyle katılmamıştı ve SEGBİS ile dinlenmek üzere talimat yazılan mahkemede de hazır değildi. Sanığın avukatının yetkilendirdiği Av. Emine Delihasanoğlu hazırdı.
Katılan tarafından Aysel Öğüt, Abdullah Öğüt, Nurullah Öğüt, Adem Öğüt ve vekilleri Av. Nur Mehmet Dönmez, Bitlis Baro Başkanı Av. Fuat Özgül, Muş Baro Başkanı Av. Kadir Karaçelik, Urfa Baro Başkanı Av. Mehmet Velat İzol ve Şırnak Baro Başkanı Av. Rojhat Dilsiz hazırdı. Katılanlar sosyal mesafe gereği izleyici sıralarına oturtuldu. Ayrıca izleyici olarak sivil polis olduğunu tahmin ettiğimiz üç kişi ve resmi giyimli bir polis memuru bulunuyordu.
Mahkeme heyeti, Başkan Sibel Cengiz, üyeler Mehmet Feyyaz Baydar ve Yusuf Kasapoğlu’ndan oluşuyordu. Duruşma savcısı ise Yavuz Ertugay idi.
Duruşmaya Dair
Duruşma Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 26.01.2021 tarih ve 2018/3020 esas, 2021/354 karar sayılı ilamının Heyet Başkanı tarafından özetlenmesi ile başladı.
Sanık müdafi Av. Emine Delihasanoğlu, sanık Bülent Karaoğlu’nun sağlık raporlarını mahkemeye sundu.
Mahkeme Başkanı duruşmadan önce yapılan ya da yapılmaya işleri duruşma tutanağına yazdırmaktaydı. Tanık Süleyman Sarıca’nın adresini bildirdiği ve bizzat veya bulunduğu yerden kamera ile yeniden ifade vermek istediğine ilişkin dilekçe sunduğu da duruşma tutanağına yazdırıldı.
Katılanların kimlik tespitleri yapıldı ve Yargıtay’ın bozma ilamına karşı diyecekleri soruldu.
Abdullah Öğüt, Adem Öğüt ve Nurullah Öğüt sanığın cezalandırılmasını bir an önce istediklerini ve davanın uzamasını istemediklerini beyan ettiler.
Aysel Öğüt ise “Benim ailemin hakkı onlarda kalmasın. En ağır cezayı almasını istiyorum. Ben diğer üçünün beraatine üzüldüm ama yine de karara sevindim. Sanığın tutuklanmasını istiyorum. Biz çok mağdur olduk. Kaç yıldır mahkemelere gidip geliyorum. Daha fazla uzamasını istemiyorum. En ağır cezayı hak etmiştir.” dedi.
Katılan avukatlarına söz verildi.
Av. Fuat Özgül, Yargıtay bozma ilamına uyulmasını, bozma ilamının kendilerinin daha önceki beyan ve savunmalarını doğruladığını, sanığın dosyanın zaman aşımına uğraması için elinden geleni yaptığını, asker tanıklardan birinin yeniden tanıklık yapmak için dilekçe vermesinden sanığın tanıkları etkilediğinin anlaşıldığını ve bu nedenle sanığın tutuklu olarak yargılaması gerektiğini beyan etti.
Diğer katılan vekilleri de bozma ilamına uyulmasını talep ettiler.
Cumhuriyet Savcısı ise usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasını talep etti ve tanık Süleyman’ın yeniden dinlenmesi yönündeki talebin reddine karar verilmesini istedi.
Sanık avukatı Av. Emine Delihasanoğlu bozma ilamına direnilmesini talep etti. Tanığın dilekçe verdiğini duruşmadan bir gün önce UYAP sisteminden öğrendiklerini ve tanığın yeniden dinlenmesine karar verilmesini talep etti ve bu konuda bir dilekçe sundu.
Ara karar ile, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına oy birliğiyle karar verilerek duruşmaya devam edildi.
Devam edilen duruşmada ilk sözü alan Cumhuriyet Savcısı, eksikliklerin tamamlanmasını ve sanığın tutuklanmasını talep etti.
Katılan vekillerinden Av. Nur Mehmet Dönmez beyanında “Güvenlik güçleri hukuk kurallarına uygun bir şekilde hareket etmelidir. Verilecek karar birçok kişinin hayatını kurtaracak ya da ölümüne neden olacak. Bu dosya zaman aşımına uğrar ise güvenlik güçleri ‘biz vahşet işlersek devletimiz bize sahip çıkıyor, sivil vatandaşları öldürebiliriz’ düşüncesine kapılacaklar ve maalesef bu olayların benzerleri ilerde tekrar yaşanabilecek” dedi.
Av. Fuat Özgül “Sanığın girişimleri çok açıktır. Duruşmaya az bir zaman kala bir tanığın beyanını değiştirmek için dilekçe vermesi sanığın baskı kurduğunu gösteriyor” dedi.
Av. Kadir Karaçelik “Bu dava kamuoyunda takip edilen bir davadır. 20 yıl soruşturma sürecinde geçirildi. 2013 yılından bu yana mağdur taraf olarak bu dosyayı takip ediyoruz. Ve hak aramanın ne kadar çileli bir hal aldığını görüyoruz. Etkin bir soruşturma yapılmadı, şimdi de etkin bir kovuşturma yapılmıyor. Yargıtay incelemesi 5 yıl sürdü. Biz bütün aşamalarda zaman aşımı tehlikesini vurguladık. Mart ayında mahkemeniz dava dosyasının tensibini yaptı. Böyle bir dosyada 6 ay gibi bir erteleme sürecinin olmaması gerekirdi. Adli süreci kesintiye uğratacak halleri gözeterek tedbirli hareket edebilirdiniz. Sanığın kaçma şüphesi karşısında gerekirse özgürlük hakkını kısıtlayan tedbirler alınması gerekir. Sanığın zorla getirilmesine dahi karar verilmedi. Adli süreç sanığın inisiyatifine bırakıldı.
Şimdi bugün Mahkemeniz bozma ilamına uydu. Uyulan bozma ilamı sanığın cezai sorumluluğunu gösterir içeriktedir. Bu durumda sanığın tutuklanması gerekiyor. Yurt dışı yasağı gibi zayıf bir adli kontrol tedbiri ile yetinilemez. Bozma ilamı çerçevesinde bir değerlendirme yapılacaktır ve tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep ediyoruz. Ayrıca yeni tanık dinlenmesine usul kuralları cevaz vermemektedir. Kovuşturmanın ilk aşamasında sanığın bizzat Muş’a giderek tanıkları etkilemeye çalıştığını, tanık anlatımları ile ispatlamıştık. Siz yeni bir heyetsiniz. Keşke sizler sanığın bu delil karartma ve değiştirme girişimlerini gösteren profesyonel hamlelerini görebilseydiniz. Bunun özellikle dikkate alınmasını talep ediyoruz” dedi.
Av. Rojhat Dilsiz “Resmi verilere göre 3500 köy yakılarak boşaltıldı. 17 bin faili meçhul cinayet işlendi. Gerçek rakamlar bunların çok üstünde. Bunu bu dosyada sanık olan insanlar yaptı. 9 kişinin ölümünden sorumlu olan sanık, bir gün bile gözaltında kalmadı” dedi.
Sanık müdafi Av. Emine Delihasanoğlu “Müvekkilim sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu nedenle kaçma şüphesi bulunmamaktadır. Tutuklama tedbiri fazla olacaktır. Yaşanılan bir vahşettir ancak bunun tek sorumlusu müvekkilim değildir. Müvekkilimin tam olarak bu olaydan sorumlu olduğu kesinleşmemiştir. İddialar şüphe aşamasında kalmaktadır” dedi.
Tüm beyanlar alındıktan sonra duruşmaya ara verildi ve duruşma salonu boşaltıldı.
Duruşma salonunun önünde beklerken katılan vekilleri sanığın tutuklanacağına dair pek de umutları olmadığından söz ediyorlardı.
Ara Kararlar
Aranın sonunda duruşma salonuna alındığımızda ara kararlar okundu;
- Sanık Bülent Karaoğlu’nun her ne kadar sağlık raporu ibraz etmişse de duruşmayı takip etmediği, suçun niteliği, katalog suçlardan olması, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller, Yargıtay bozma ilamı içeriği, öngörülen ceza miktarına göre kaçma ihtimalinin bulunması, tutukluluğun ölçülü olması, adli kontrolün yetersiz kalma ihtimali nedenleriyle tutuklanmasına ve buna yönelik yakalama emri çıkartılmasına,
- Bozma ilamı içeriği dikkate alınarak tanık Süleyman’ın yeniden dinlenmesine ilişkin tanık ve sanık müdafinin taleplerinin reddine,
- Sanık hakkında yakalama emri infaz edildiğinde duruşma günü beklenmeksizin esas hakkında mütalaa alınmak üzere dosyanın savcıya gönderilmesine ve mütalaanın ibraz edilmesi halinde duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğ edilmesine,
- Duruşmanın 4 Kasım 2021 günü saat 14.00’a ertelenmesine oy birliği ile karar verildi.
Duruşma Sonrası
Mahkemenin tutuklama kararı sonrası katılan Aysel Öğüt gözleri dolarak Mahkeme Başkanına “Allah senden razı olsun” dedi. Duruşma salonundan çıktığında ise duruşmayı izleyenlere ve avukatlara tek tek teşekkür etti. Bir sonraki duruşmaya yine Muş’tan geleceğini, sanık ceza alana kadar takip edeceğini belirtti.
Mahkemenin sanık hakkında tutuklama kararı vermesi, savunmasının alınması için gerekli işlemleri yapması ve esas hakkında mütalaanın alınmasına yönelik kararlar alması, bir sonraki duruşmada nihai kararın verilebileceği şeklinde yorumlandı. Zamanaşımı tehlikesine dair katılanlar ve vekillerinin taşıdığı kaygının mahkeme heyetinde karşılık bulduğuna olan inanç ile Kırıkkale’den ayrılanlar, bir sonraki duruşmada sanığın cezalandırılacağına ve 28 yıllık cezasızlık pratiğinin sonra ereceğine de inanmak istiyordu.